Cumhuriyet’in 100. yılını kutladığımız bugünlerde laik cumhuriyetçilerin iktisadi dünya görüşü nedir diye durup tekrar bir düşündüm. Bunun “devletçilik” olduğuna karar verdim. İşin ilginç yanı, laikliği esas almasından dolayı Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti sevmeyenlerin iktisadi dünya görüşü nedir diye de düşündüm. Yine devletçilik olduğuna karar verdim. Mademki; tüm milletimizin zihnindeki iktisadi “fallback pozisyonu” devletçiliktir, (yani ekonomik sorunları çözemeyince çareyi burada aramaktadır) öyleyse devletçilik denen bu kavramı irdelemekte fayda vardır. Devletçilik, “Ülkenin iktisaden hızla kalkınması ve/veya dar ve sabit gelirli yurttaşların hayat pahalılığı altında ezilmemesi için, devletin ülke ekonomisinde hem “malik müteşebbis” hem de “düzenleyici ve denetleyici” olarak rol almasını” gerekli gören ideolojidir. Ama bu tanımda gözden kaçmaması gereken çok önemli bir ayrıntı var. Devletçilik, kapitalist daha doğru tabiriyle piyasa ekonomisinin türevidir. Sosyalizme (komünizme) giden yolda bir ara durak değildir. Çünkü devletçilikte, fertlerin tek başlarına veya ortaklarıyla birlikte “sermaye...