Ege Cansen Sözcü Gazetesi

‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ değildir

Değildir, değildir ama Merkez Bankası, faizleri peş peşe yüksek oranlarda düşürdükten sonra, enflasyon da düşmüştür. İktisatçılar koro halinde “Enflasyonu düşürmenin tek yolu...

07 Kasım 2019 | 666 okunma

Değildir, değildir ama Merkez Bankası, faizleri peş peşe yüksek oranlarda düşürdükten sonra, enflasyon da düşmüştür. İktisatçılar koro halinde “Enflasyonu düşürmenin tek yolu, faizi yükseltmek ve ininceye kadar yüksek tutmaktır” derken, Başkan Erdoğan, “Yüksek enflasyonun sebebi, yüksek faizdir” diyordu. Söze devamla “faiz indirilince, enflasyon da iner” iddiasında bulunuyordu. Kamuoyunda faiz ile enflasyonun sebep-sonuç ilişkisinde taban tabana zıt iki tez vardı. Son aylarda yapılan faiz indirimlerine ve ardından düşen enflasyon oranlarına göre hüküm vermek gerekirse, Başkan Erdoğan haklı çıkmıştır. Yazının başlığından da anlaşılacağı üzere ben bu hükme katılmıyorum. Ama genel olarak doğru kabul edilen “yükselt faizi-düşsün enflasyon” önermesini de aşırı basit ve hatta tehlikeli buluyorum. ENFLASYON PARASALDIR, AMA PARA NEDİR Nobel ödüllü Chicago’lu Milton Friedman parasal ekonominin kutbu sayılır. Onun “Enflasyon her yerde ve her zaman parasal bir olgudur” sözü adeta bir nastır. Bu söz, bize enflasyon denen olgunun, büyüme/küçülme, işsizlik, fakirlik, zenginlik, gelir veya servet dağılımı gibi diğer makro ekonomik göstergelerden bağımsız olarak hareket ettiğini söylemektedir. Ama bu nas, bize “faiz yükselirse, enflasyon düşer” veya “faiz yükselirse, enflasyon da yükselir” veya “faiz düşerse, enflasyon düşer” diye bir şey söylememektedir. Sadece enflasyon denen şeyin, her yerde ve her zaman “parasal” olduğunu vurgulamaktadır. Yani enflasyonun sebebini veya çaresini ararken alınacak önlemlerin “paranın miktarı, cinsi, devir hızı ve faizi” üzerinde yoğunlaşması gerekir demektedir. Bu sözün eksik tarafı “para”nın tanımının yapılmamış olmasıdır. Nitekim 2008 krizinden sonra ABD ve AB ülkelerinde “merkez bankası parası”nın miktarı artarken “kre...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bangladeş’in ekonomik mucizesi 22 Ağustos 2024 | 1.525 Okunma Refah azaltan büyüme 08 Ağustos 2024 | 1.312 Okunma Döviz rezervi arttıkça rezerv ihtiyacı da artıyor 11 Temmuz 2024 | 3.030 Okunma Vergi salmak devlete mahsustur 07 Temmuz 2024 | 1.453 Okunma Berlin Bildirgesi 04 Temmuz 2024 | 2.416 Okunma