Dolayısıyla bankadan kredi alan veya banka kurup içini boşaltan işadamı, hiçbir uzmanlığı olmasa bile, aldığı TL veya dövizli borçla sadece istifçilik yapıp, fabrika kurmak için arsa kapatsa günün sonunda para kazanıyordu. Yöntem şuydu: Önce bir şirket kur. Sonra birkaç şirketli bir grup oluştur. Gruba dâhil şirketler, borçlanabildikleri kadar borçlansın. Bu paraları bir “merkezi havuzda” topla. Paraya ihtiyacı olan şirketine, günü gelince kıtı kıtına ver. Merkezi havuzda biriken paralarla, yeni işlere gir veya mülk edin. Benim gözlemime göre bu çok sakıncalı bir büyüme modelidir.