Bugün kendimi sansürlemekten vazgeçip netameli bir konuya gireceğim. Yaklaşık yirmi yıl önce sokak hayvanları daha doğrusu “sokak köpekleri” üzerine bir yazı yazmıştım. O yazıda, medeni bir ülkede sokaklarda meydanlarda ve parklarda başıboş köpek olamayacağını söyledim.
Başıboş köpeklerin, belediyeler tarafından toplanıp bir barınma merkezine götürülmesi ve belli bir süre içinde sahiplenilmeyenlerin uyutulması gerektiğini yazdım.
Aslında önerim, “Ben böyle uygun görüyorum” şeklinde kişisel tercihini topluma dayatma içeren bir model değildi. Üyesi olmak için anlaşma imzaladığımız Avrupa Birliği ülkelerindeki mevzuatı zikretmekten başka bir şey yapmamıştım. Bu uygulama, hayvan sevmemek de değildi. Bu, bir insan sağlığı konusuydu. İşitmediğim laf kalmamıştı.