Orta öğrenim çağımda (1949-1955) henüz “genç” bile değilken, Atatürk'ün “Gençliğe Hitabesi” beni çok heyecanlandırırdı. Okudukça içimde hep “vatanı kurtarma” arzusu oluşurdu. Vatanı kimden, neden ve nasıl kurtaracağımı bilmiyordum. Ama Cumhuriyet (vatan?) tehlikeye düşerse, damarlarımdaki asil kandan aldığım güçle onu kurtarmaya hazırdım. Beni, bu hitabe kadar olmasa da heyecanlandıran ikinci şey de 1890-1908 yılları arasında Osmanlı Devleti'nde değişim fırtınaları estiren “Genç Türkler” (Jön Türkler/ Young Turks) hareketiydi. Bu inisiyatif, 1865 yılında gizli bir dernek olarak kurulan “Genç Osmanlılar Cemiyeti”nin devamıdır. Fransa ve İngiltere'de yaşayarak görgü ve bilgilerini artıran imtiyazlı Türkler'den oluşan bu grup, “Batı” değerlerini, avami İslami değerlere üstün kılarak, ülkeyi geri kalmışlıktan kurtarmak istemişlerdir. Şunu söylemeden geçemeyeceğim. İngilizcede “Young Turks” kadar Türklük hakkında olumlu çağrışım yapan ikinci bir deyim yoktur. Bu yüzden yurtdışındayken kendimi hep bir “Young Turk” olarak konumlandırmaya çalışmışımdır. O kadar ki; uzun süre Türk Hava Yolları'nın adının “Young Turks Airlines” olmasını hayal etmiştim.
DEVALÜASYON-ENFLASYON SARMALI