Kapitalizm” diye bazı bilim adamları tarafından tasarlanmış ve siyasiler tarafından hayata geçirilmiş “man-made” yani yapay bir ekonomik sistem yoktur. Benim başvurduğum kaynaklara göre “kapitalizm” kelimesini, ilk olarak komünist filozof Karl Marx kullanmıştır. Bunu, kendisinin tasarladığı sosyalist sistemin neyin zıttı olduğunu anlatmak için icat etmiştir. Malum, her şey zıttı ile kaimdir. Kapitalizm veya diğer adlarıyla “hür girişim” veya “serbest piyasa” ya da “liberal sistem” her ne kadar hayatın içinden doğal olarak ortaya çıkmışsa da başıboş bırakılmamıştır. Tam aksine, “toplum çıkarlarına halel getirmeden, bireysel özgürlüğü genişletme”ye çalışan filozoflar, peygamberler, düşünürler, biginler, hukukçular ve özellikle iktisatçılar tarafından forma sokulmuştur. Modern kapitalizm, çok karmaşık devasa bir “ilkeler, kurallar ve kurumlar” manzumesidir.
MUKAVELE SERBESTLİĞİ
“Kişilerin, kendi kazançlarını maksimize etmeye çalışması meşrudur ve makbuldür” diyen kapitalizmin, olmazsa olmaz kuralı “mukavele serbestliği” yani sözleşme özgürlüğüdür. Yerli veya yabancı gerçek veya tüzel kişiler, yasalara ve ahlaka aykırı olmamak kaydıyla her konuda serbestçe sözleşme yapma hakkına sahiptir. Sözleşmenin amaç ve kapsamına giren işlerden doğacak kazançların nasıl paylaşılacağı da bu sözleşmede yazılıdır. Kazanç veya kayıpların paylaşımında çıkabilecek anlaşmazlıkların çözüm şekli ile yetkili mercilerin tanımı da sözleşmede mutlaka yer alır.