Katma değer (value added) iktisadın önemli bir kavramıdır. Katma değer, bir ürünün (bu ürün bir mal veya hizmet olabilir) net satış fiyatından, o ürünü meydana getirmek için, diğer özel veya tüzel kişilerden (belgeli veya belgesiz) satın alınan ürünlere ödenen bedeller düşüldükten sonra geriye kalan tutardır. Gelir yaratan ekonomik faaliyetin tümünü vergilendirmek için geliştirilen “KDV” (Katma Değer Vergisi) bu kavramdan türetilmiştir. Zaten GSYH (milli gelir diye okuyun) da “cirolar/faturalar” toplamı değil, “katma değerler” toplamıdır. Toyota’nın cirosu ile Türkiye’nin GSYH’nı kıyaslamaya meraklı köşe yazarları bu farkı anlamamakta ısrarlıdır. Geçelim. Nasıl bir su molekülü (H2O) iki hidrojen bir oksijen atomundan oluşuyorsa, bir katma değer molekülü de 4 atomdan oluşur. Bunlar önem sırasıyla; ücret, kira, faiz ve kâr’dır. Bunların toplamına “net katma değer” denir. Ancak değer yaratılırken kullanılan bina, makine ve teçhizat aşınır. Bu aşınma miktarına “amortisman” tabir edilir. Bu da 5. atomdur. 4 atomlu net katma değere, amortisman eklenirse “gayfi safi katma değer”...