Hem Türkçe’de hem de İngilizce’de “şeytanın avukatlığı” (devil’s advocate) diye bir deyim var. Din kitaplarına göre şeytandan kötü bir şey yok. İnsanları günaha teşvik eden, şeytan.. Tanrının yaptığı iyi şeyleri bozan, şeytan.. Hatta Tanrı’ya kafa tutan şeytan.. Hal böyleyken birileri kalkıp onun avukatlığını üstleniyor. Hiç niçin yaptıklarını düşündünüz mü?
BEN BİR ŞEYTAN AVUKATIYIM
Size bir itirafta bulunayım; ama bunu kimseye söylemeyin. Görev yaptığım kurullarda, medyada veya yer aldığım iktisadi panellerde bir de bakıyorum ben “şeytanın avukatı” kesilmişim. Niye böyle davranıyorum diye kendime sordum. Galiba bu role değer veriyor ve kendime yakıştırıyorum. Çünkü görüyorum ki, tüm kötülüklerin anası şeytan, suçlandığı hiçbir ortamda bulunmuyor. Oraya vekil olarak bir avukat da gönderemiyor. Şeytan savunmasız kalınca ben de durumdan vazife çıkarıp, vekâletim olmasa da “şeytanın avukatı” oluyorum. Şeytan beni azledene kadar.…