Teknoloji ve Sanayi Bakanı Mustafa Varank, “milli otomobil” projesiyle ilgili son gelişmeleri anlatmış. İlk prototipin 2019 sonunda görüleceğini ve 2022’de seri üretilmiş araçların satışa sunulacağını ve üzerinde çalışılan bu aracın 500 km menzili olacağını söylemiş. Menzil kelimesinden, üretilecek arabanın, içten yanmalı motorlu değil, elektrikli olacağını anlıyoruz. Bakan Varank, bu projenin amacının, sadece milli (Dikkatimi çekti; yerli sözcüğü artık kullanılmıyor) bir otomobil yapmak olmadığını, “pil” (Batarya veya akümülatör demek daha doğrudur) üretimini de kapsadığını ilave etmiş. Bu milli ve yerli otomobil projesinin gündeme geldiği ilk gün, bu girişimin akla ziyan olduğunu yazmıştım. Bu bağlamda “akla ziyan” gayri iktisadi demektir. Tekrar ediyorum: Bu yatırım, hiçbir zaman ama hiçbir zaman kâra geçemeyecek, sürekli olarak halkın ödediği dolaylı veya dolaysız vergilerden para aktarılarak yaşatılmaya çalışılacaktır.
FIAT CHRYSLER İLE RENAULT-NISSAN-MITSUBISHI BİRLEŞİYOR
İtalyan FIAT’ı ayağa kaldırıp, Amerikan CHRYSLER firmasını bünyesine katarak otomotiv sektöründe efsaneleşen merhum Sergio Marchionne, “Bu sektörde, küresel otomobil üreticilerine karşı rekabet edebilmenin belki de tek yolu konsolidasyondur” demişti. Konsolidasyon, “tahkim” demektir. Tahkim “muhkemleştirme” yani sağlamlaştırmaktır. Bu iş için
Bir başka efsane isim olan Renault’nun baş yöneticisi Carlos Ghosn da, bir türlü zarardan kurtulamayan Japon Nissan ile Renault’yu, kendi yönetimi altında birleştirmişti. Nissan, Ghosn’un “maliyet düşürme” projeleriyle kâra geçmişti. Bu ikiliye daha sonra Japon Mitsubishi de katılmış ve yılda 1 milyar dolar ilave tasarruf hedeflenmişti. Dünya otomobil devleri Volkswagen, Renault-Nissan-Mitsubishi ile Toyota’dan her birinin yıllık satışları 10 milyon adedin üzerindedir. Sadece öncü Amerikan Tesla değil, bu devler de elektrikli araç geliştirmiştir. Ayrıca otomotiv teknolojisinin önderleri olan BMW, Mercedes ve Audi ile bataryanın ustası Çinliler de elektrikli otomobil işine girmiştir.
DÜNYA GİDER MERSİN’E, BİZ GİDERİZ TERSİNE
Ekonomide küreselleşme, küresel rekabeti, küresel rekabet de “küresel firma”yı yaratmıştır. Bunun sonucunda hemen her sektörde faaliyet gösteren firmalar, devlete/millete yük olmadan yaşamak için bir yapısal reform geçirmektedir. Bu reform, konsolidasyondur. Bu sayede maliyet düşmekte kalite artmaktadır. Kapitalist teori tekelleşmeye karşıdır. Ama yarı tekelleşme olan konsolidasyonlara (yüksek kaliteli ürünü halka ucuz satabildikleri için) hoşgörü göstermektedir. Dünyada her yıl 100 milyon otomobil üretilip satılmaktadır. Değil bizim yeni doğacak bebek milli otomobil fabrikamızın, nice köklü otomobil firmalarının bile tek başına hayatta kalma şansı çok azdır. Bu “milli otomobil” işi, önce beş “babayiğidi”, sonra da devleti zarara sokacaktır. İzninizle, hiçbir etkisi veya faydası olmayacağını bile, bile bir uyarıda bulunacağım: Yanlış karardan ne kadar önce dönülürse, halk ekonomik sıkıntıdan o kadar kolay kurtulur.