Maalesef ekonomimiz “enflasyon-devalüasyon” kısır döngüsüne girdi. Bir kısır döngüde, oranlar sürekli yükseliyorsa, buna sarmal (spiral) deniyor. Gelişmiş, daha doğrusu “para birimi” döviz olan ülkelerde de enflasyon sarmalının oluştuğu devreler olmuştur. Mesela 1965-1982 yılları arasında yaşanan “Büyük Enflasyon” döneminde ABD’de TÜFE (CPI), bütçe açıkları yüzünden yükselmeye başlamış ve ardından “ücret-fiyat” sarmalına (wage-price spiral) takılıp yıllık %15’e kadar çıkmıştı. Avrupa’da da aynı dönemde yüksek enflasyon yaşanmıştır. Mesela İngiltere ve İtalya’da TÜFE %25’e, Fransa’da %15’e kadar çıkmıştır. Farklı toplu sözleşme sistemine sahip Almanya’da da enflasyon yükselmiş ama %7.5’u geçmemişti. Türkiye’de de sabit kur sisteminin uygulandığı 1980 öncesinde “ücret-fiyat” sarmalı yüzünden enflasyon sürekli yükselmiştir. Hükümetler bu yükselişi fiyat tespitleriyle frenlemek istemişti. Özellikle Ecevit’in başbakan olduğu 1980 öncesinde, hemen her malın, biri resmi diğeri karaborsa “iki” fiyatı vardı. Resmi fiyatlarla ölçülen enflasyon, gerçekte olduğundan düşük çıkıyordu. İkili...