Sürücülerinin ezici çoğunluğunun, karşı konulamaz demokratik gücüyle fiilen yürürlüğe koyduğu “Park etmek serbesttir” kuralı yeni yılda yasalaşmalı ve “Park edilmez” ve “Durulmaz” levhaları kaldırılmalıdır. Çünkü bunlar, yasağı ciddiye alanlarla almayanlar arasında bir haksızlık yaratmaktadır. Bugün, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin her ilinde ticari veya özel araç sürücülerinin, arabalarını boş buldukları her yere, yol kavşağının içine, yaya geçidinin üstüne, birinci sırada yer yoksa ikinci veya üçüncü sıraya, yola paralel, verevine veya dikine olarak park etmesi serbesttir. Sürücülerin tek dikkat etmesi gereken şey, araçlarını tenha yerlere park etmemeleridir. Aksi takdirde araçları çekilebilir.
HER ŞEHİR BİR FABRİKADIR
Hizmetler sektörünün Türkiye’nin milli geliri (GSYİH olarak) içindeki payı yaklaşık %65’tir. Sanayi ve tarım dışında kalan ve katma değer yaratan tüm ekonomik faaliyet, milli gelir hesabında “hizmetler” kümesine girer. Sağlıktan eğitime, turizmden bankacılığa, taşımacılıktan ambarcılığa kadar aklınıza gelecek “mal üretmeyen” her iş, bir hizmettir. Hizmetlerin hemen hepsi de şehirlerde üretilir. Dolayısıyla her şehir, hizmet üreten bir fabrikadır. Şehir içi yollar bu fabrikaların kan damarlarıdır. Bu fabrikaların etkin çalışıp, refahı artırması, damar tıkanıklığı olmamasına bağlıdır.