Durun! Hemen hayır değildir, demeyin. Baksana, adam “ekonominizi toptan tahrip edip mahvederim” diye tehdit mesajı yayınlıyor, sen de kalkıp “Trump Türkiye dostudur” diyorsun, saçmalamayı kes diye beni azarlamayın. Benim de anlatacaklarım var. Vurun! Ama dinleyin.
Beni uyandıran Abdurrahman Yıldırım oldu. Pazartesi akşamı Bloomberg’de siyasi bilimler doktoru Barış Esen’nin ev sahipliği yaptığı “Ekonomik Görünüm” programının iki konuğu vardı. Biri iktisat doktoru Şeref Oğuz, diğeri uzun yıllardır tanıdığım yazılarını takdirle izlediğim ekonomi gazetecisi Abdurrahman Yıldırım idi. Konu, tahmin ettiğiniz gibi ABD Başkanı Trump’ın Twitter üzerinden yaptığı açıklamaydı. Önce size bu mesajın Türkçesini sunmak istiyorum. Bu çevirinin sorumluluğu bana aittir. Sonra yoruma geçeceğim.
TRUMP DİYOR Kİ:
“Daha önce güçlü bir şekilde ifade ettiğimi, şimdi teyiden söylüyorum: Eğer Türkiye, benim büyük ve eşi emsali bulunmayan aklımın takdirine göre, aşmaması gereken sınırı aşacak bir eylemde bulunursa; ben, Türk ekonomisini (daha önce yaptığım gibi) toptan tahrip edip, mahvederim.”
Bunun son derece ağır, hatta küstahça bir ifade olduğu kesindir. Açıklamanın son cümlesi ise şöyle: “Onlar (Türkiye), Avrupa ülkeleri ve diğerleri (herhalde Rusya ve İran’ı kastediyor) ile birlikte atacakları adıma dikkat etsinler.”
En üst perdeden yapılan tipik bir Trump çıkışı. Bundan çok daha sert bir üslupla daha önce Kuzey Kore ve sonra da İran’ı tehdit etmişti. Şimdi Kuzey Kore ile can ciğer kuzu sarması oldu. İran ile de ilişki kurmaya çalışıyor. Bunu da bilhassa dikkatinize sunmak isterim. Yoruma geçmeden önce kendi pozisyonumu açıklayayım. Ben, Suriye’nin kuzeyine yapılan harekata, ülkemizin bekasına zarar vereceği kanısında olduğum için karşıyım.