Pazartesi günü İstanbul’un sarı-taksicileri “EMEK HIRSIZI UBER’E KARŞI” sloganıyla bazı eylemler yapıp, UBER’in Türkiye’de yasaklanmasını talep etti. Bu talebe diğer büyük şehirlerin taksici dernekleri de destek verdi. Esasen UBER’in İstanbul’da faaliyet göstermesi tartışmalıdır. Hatta bir bakıma yasaklanmıştır denilebilir. Nitekim bazı UBER sürücülerine ceza kesilmişti. Ancak UBER firması Türkiye’de faaliyet göstermelerinin yasalara uygun olduğunu söylüyor. Başka ülkelerde de lisanslı taksicilerin UBER yasaklansın talepleri olmuştu. Mesela Danimarka’da UBER yasaklandı. Hakeza Londra Belediyesi de UBER’in 30 Eylül 2017’de sona eren çalışma iznini yenilemeyeceğini ilan etti. UBER VE PAYLAŞIM EKONOMİSİ Hemen her yeniliğin çıktığı yer California’dır. UBER gibi ulaşım veya AIRBNB gibi konaklama alanında “internet üzerinden” hizmet pazarlayan firmalar da California doğumludur. Bu firmaların üzerine inşa edildiği kurama “paylaşım ekonomisi” denmektedir. Paylaşım ekonomisinin tezi şudur: Sürücü, araba, ev, oda gibi, bazı hallerde uzun süre kullanılmayan üretim araçlarını kiralamak isteyenlerle, bunlara az para vermek isteyen ihtiyaç sahiplerini buluşturmak milli geliri artırır. Avusturyalı-Amerikalı iktisatçı J.A.Schumpeter(1883-1950) “Her yeni icat, bir yapıcı yıkıcılık (Creative Destruction) içerir” der. İnternet yaygınlaşınca, internet üzerinden iş icat etmek moda oldu. Paylaşım ekonomisi firmaları da bunlardan biridir. Sundukları ürün zaten piyasada bulunmaktadır. Ama tabi olduğu mevzuat yüzünden pahalıdır. UBER gibiler mevzuatın arkasından dolanarak bu sektörün “ekmek parasını” tırtıklamaya başladı. Tabii bu etki bir tepki yarattı. Daha da önemlisi kamunun vergi toplama yöntemine aşılması zor engeller çıkardılar. Bu da devleti ve belediyeleri, UBER gibi firmalara karşı cephe almaya itti. DÜZENLEMESİZ EKONOMİK FAALİYET OLMAZ Paylaşım ekonomisinin düzen...