CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nu çok beğeniyorum. Bir defa yüzü gülüyor, tahriklere kapılmıyor, hoşgörülü tavrından hiç sapmıyor. İç dünyasında ne fırtınalar esiyor, kimlere ne kadar kızıyor bilemem. Ama öfkesine hakim olmasını beceriyor. Bir yöneticide bulunması gerekli en değerli iki nitelikten biri kararlarında adil olmaksa, ikincisi de kışkırtmalara ve dolduruşa gelmemektir. Ekrem Bey, davranışlarıyla iki vasfa da sahip gibi duruyor. Diğer şehirlerdeki AKP adayları gibi “R.T.Erdoğan’ı temsilen” İstanbul’da seçimlere katılan Binali Yıldırım’da da benzeri özellikler olması kaderin hoş bir cilvesi olsa gerek.
TARIMCI BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ
Ekrem İmamoğlu, Silivri’de TÜRAM “Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi” diye bir kuruluşu ziyaret etmiş. Ben önce burayı Tarım Bakanlığı’na bağlı bir yer sandım. Meğer Silivri Belediyesi’ne bağlı bir “Belediye İktisadi İşletmesi”ymiş. Neyse. Orada yaptığı konuşmada şunları söylemiş: “Tembel yöneticilerden bu şehri kurtaracağız. Tarımla ilgili mega projelerimiz var. İBB’deki (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) Tarım Daire Başkanlığı’nı (demek böyle bir başkanlık varmış) gerçekten bir başkanlık gibi çalıştıracağız. Artık İstanbul’a tarımı bilen, köyde yetişmiş, köylünün ne kadar asil olduğunu bilen, köylünün milletin efendisi olduğunu bilen, üreten insanın en kıymetli insan olduğunu bilen bir belediye başkanı geliyor.” İşin ilginci AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Zeybekçi de “şaraplık üzüm yetiştirilmesinde” İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak faaliyet göstereceklerini söyledi. Buna benzer “tarımsal projeleri” olan belediye başkanlarının sayısı gittikçe artıyor. Bu modayı yanlış buluyorum.
ZENGİN MİLLETLER İŞBÖLÜMÜ YAPANLARDIR
İktisat ilminin kurucusu addedilen Ahlak Felsefesi Profesörü Adam Smith (1723-1790) niçin bazı milletler diğerlerinden daha zengindir sorusuna cevap aramıştır. Bana, “Adam Smith ne demiştir? Bize iki cümleyle özetle” derseniz şunu söylerim. Adam Smith, zengin olmak isteyen milletler ekonomilerinin yönetimini, yani kaynak tahsisi kararlarını,
1. “Görünmez ele” (invisible hand) yani “fiyat mekanizması”na bıraksınlar. Fiyatların serbestçe oluşacağı ortamı kursunlar.