Deniz Hanım tarafından yapılan son açıklamalar kendisinin yaşantıladığı ve bir çok ailenin de yaşantılayabileceği türden gerçek bir hayat hikayesini içerir. Bu yazıda kaleme alınanlar kimin haklı kimin haksız olduğunun ötesinde böyle bir olay karşısında neler yapılabileceği ve hatta böylesi bir olay yaşantılanmaması için neler yapılması gerektiği yönündedir. Burada yalnızca Deniz Akkaya değil diğer ebeveynler ve bütün çocuklar için kendinizden bir parça bulabileceğiniz bir yazıyı sizler için kaleme almaya çalışacağım. Lakin daha anlaşılır olabilmesi adına Deniz Akkaya olgusunu ele alarak sizlere bu durumun klinik yansımalarını elimden geldiğince bir profesyonel olarak ifade etmeyi deneyeceğim.
Bir anne olarak önce Deniz Akkaya’yı ele almak gerekirse kendi ifadelerine dayanarak yalnız bir çocukluk ve gençlik geçirdiğini sonrasında çok muhtemel yaşantıladıklarıyla ilişkili olarak yine kendi ifadeleriyle “yanlış” bir birliktelik yaşantıladığını ve bunun olası yıkıcı etkilerini hala daha yaşantılamayı sürdürdüğünü belirtmiştir.
Olay genel hatlarıyla bu şekilde ele alındığında herkes tarafından anlaşılabilir bir durumdur. O halde Deniz Akkaya neden yaptığı açıklamalarla bir kesim tarafından bu denli tepki almıştır?
Pek tabii bunun kullandığı ifadeler ve kontrolsüz tepkileri ile ilişkili olduğu söylenilebilir. Yapmış olduğumuz canlı yayında da ifade etmiş olduğumuz üzere kamu oyunda önünü arkasını düşünmeden, o anki duygularıyla hareket eden bir kişinin ev ortamında da bu şekilde konuşup davranması ve hatta daha ileriye gitmesi olasıdır.
Elbette ki bu söylemlerin ve davranışsallığın da buna maruz kalan kişilerce bir yansıması vardır. Örneğin birlikte yaşadığı kızı, Ayşe. Anne ile baba arasındaki çekişmeye sürekli olarak maruz kalması, hakaret içeren söylemleri işitmesi bir çocuk için pek de başa çıkabilir türden değildir. Sevmek ve sahip olmak istediği ebeveyn, aile profiline vurulan en büyük darbe bunu yaşantılamak istediği kişilerden en yakınlarından gelmektedir. Bu da çocukta bir çeşit kafa karışıklığına sebebiyet verir.
“Ben şimdi kime güveneceğim?”