Çok masumane görünen ve çarpıcı
olaylara parmak bastığı, sorunları çözdüğü izlenimini veren, kimi
seyirci tarafından dramatize edilip; hayret, korku ve panikle
izlenen, kimi kesimce ötekileştiren, ayrımlaşma ve kutuplaşmayla
karakterize bir güdülenmeyi doğuran, kimi kesimce absürt olarak
değerlendirilip alay konusu olan ve tüm medya organlarında bir
şekilde yer bulan izleyicisi olmayan kesimlerin dahi sosyal
plartformlarca yayınlandığından önüne düşen bu gündüz kuşağı
programları ve şiddet içerikli, din üzerinden ayrımcılığı
körükleyen, ötekileştiren diziler toplum yapısını ve ahlakını
çökertmektedir. Özellikle tesettürlü kadınların üzerinden yapılan
bu yayınlar, bir noktada Türk toplumunun dini değerlere olan bakış
açısını da zedelemektedir.
Ülkenin belki çok küçük bir kesimince yaşanan bu hikayeler sanki
her evde yaşanıyor gibi topluma pompalanması özellikle pornografiye
konu olan içeriklerin, örneğin ensest ilişkiyi özendiren olayların
bilinçaltı ve bilinçdışına itilmesi günümüz travmasıdır ve
ilerleyen süreçlerde daha büyük travmatik yaşantılara yol açması
öngörülmektedir. Pornografiye konu olan bu içeriklerde bile bu
olayların tamamen kurgu olduğu belirtilir, izleyiciler bu konuların
gerçekliğini sınamaz. Buna rağmen pornografinin toplumlar ve birey
üzerinde...