Cinsiyet, kromozomal farklılıklara bağlı olarak kadınlık ve erkeklikle ilgili olan ve bunlar arasında ayrım yapan özellikler dizisidir. Kişilerin kendilerini nasıl hissettiği ve konumlandırdıklarından bağımsız olarak yalnızca iki tip cinsiyet vardır. Kadın ve Erkek. Bayan, hanımefendi, kız, adam, beyefendi, oğlan gibi söylemlerse yalnızca hitaptan ibarettir. Ve ne yazık ki kullanım alanlarına göre de çok farklı anlamlar taşıyabilmektedir. Yeri gelince mertlik yeri gelince çocukluk yeri gelince cinsel yönelim ve hatta bekaret temsili olan sıfatlar dizisidir. Bu sıfatlar dizisi haliyle de cinsiyetçi bir tutumu beraberinde getirir. Cinsiyetçi tutum taraf olmanın bir başka formunu bizlere verir. Bir gruba ait olma, bir başkasından ayrışmanın ötesinde olup kendinden olanı yücelterek kendinden olmayanı yerin dibine sokma haliyle karşımıza çıkar. Sadece bununla da sınırlı kalmaz. Aynı zamanda cinsiyetlere atfedilen birtakım özellikler ve de görevler mevcuttur. Ve ne yazık ki bu özellikler ve görev tanımlamaları hiç bir bilimsel dayanağı olmayan nesnellikten uzak ilkel söylemler dizisidir.
Elbetteki bu söylemler dizisi bir takım gerçekliklerden esinlenerek oluşturulmuştur. Avcı toplayıcı olduğumuz, mağarada yaşadığımız ve henüz medeniyetten bir haber olduğumuz zamanlardan esinlenerek… Erkeğin biyolojik yapısı gereği mağaradan çıkıp avcılanması kadınınsa mağaranın...