Biliyorsunuz hükümetin çıkartmış olduğu 696 sayılı KHK’nın 121. Maddesi bir yandan kanunda olmayan “terör örgütü” gibi kavramların yer alması, anayasaya aykırılıklar içermesi gibi, yani somut maddi hatalar taşıdığı gerekçeleriyle tartışılırken diğer yandan da ucunun açık bırakılması nedeniyle düzenlemenin kamuoyunda çok ciddi endişelere sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz. Kimse “15 Temmuz kanlı darbesinde sokağa çıkan sivil vatandaşların” hukuklarının korunmasını içeren bir yasal düzenlemenin yapılmasına karşı değil. Haklı endişenin oluşması ise düzenlemede dokunulmazlığın kapsamının geniş sürelere yayılması ve herhangi bir zaman sınırının konulmamış olmasından. Yani kanunun geçmişi değil geleceği de kapsıyor olması. Tuhaflıklar sadece 696 sayılı KHK’nın tartışılan 121. Maddesinin kapsamı ve üslubuyla sınırlı değil. Yapılan kanunlara ayrıca hükümetler tarafından “sözümüz senettir” şerhi konulmaz. Açıklama ile izah edilmez ancak bu kabilden ilk açıklamanın bile hükümet sözcüsünden değil AK Parti sözcüsünden geldiğini kayda geçelim. Hükümet iki gün boyunca sessizliğe gömüldü.