Şu tuhaf değil mi: Dün, Avrupa ülkelerinin liderlerinden övgü aldığımız dönemde “Çünkü Türkiye güzel şeyler yapıyor” diye seviniyorduk, doğru yoldayız diye. Bugün mesela “bize bu kadar saldırılıyorsa demek ki iyi şeyler yapıyoruz” diye seviniyoruz ve doğru yolda olduğumuza inanıyoruz! Bu nasıl oluyor. Yok mu burada bir tuhaflık? *** Rusya ile büyük bir krizi gerimizde bırakmış olsak da yarın ne olacağını kestirmek pek mümkün değil. Hollanda ile yaşadığımız krizin üzerinde hala dumanlar tütüyor. Brüksel ve Ankara arasında çok değil iki yıl öncesine kadar bahar havası hakim iken, şu anda sert rüzgarlar esiyor. Fransa ile bir kriz kapıda gibi görünüyor. Zira Fransa Cumhurbaşkanı Macron, vatandaşı olan Loup Bureou’nun acilen serbest bırakılıp ülkesine gönderilmesi için ikinci kez telefon açmış durumda. Türkiye Fransa krizinin kaderi Loup Bureo’nun serbest bırakılıp bırakılmamasına bağlı! Almanya Türkiye ilişkileri ilk defa bu kadar kötü bir seviyeye düşmüş durumda. Şubat ayında Alman Die Welt gazetesinin muhabiri Deniz Yücel’in Türkiye’de tutuklanmasıyla patlak veren kriz her geçen gün iki ülke arasında yapılan açıklamalarla daha da aşılmaz bir noktaya doğru gidiyor. Almanya ve Türkiye arasında yaşanan gerilimin Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızı etkilememesi mümkün mü? Değil.