MHP lideri Bahçeli, “kitabın ortasından konuşuyorum” diyerek söze başladığı, PKK lider Öcalan’a tarihi çağrıda bulunduğu, Öcalan’ın tecridinin kaldırılarak Meclis’te konuşma yapmasını önerdiği 22 Ekim’deki o meşhur konuşmasında ilk kez “Kürt kardeşlerimin sorunu” kavramını da kullanmıştı.
Demişti ki:
“Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil ortak aklı
çalıştırmaya, dürüst samimi adımlara, bin yıllık kardeşliği daha da
kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır. Türkiye’nin sorunu Kürtler değil,
bölücü terör örgütüdür. Hiçbir Kürt kardeşim sorun olarak
gösterilemez. Tek tek Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek
mecburidir.”
Bahçeli’nin bu sözlerini elbette çok kıymetli buldum ama ihtiyatı da elden bırakmadım. Bir sorun çözülecekse, sorunu çözecek olan çözümün karşısındakini yanına almadan o sorunun çözülmesi mümkün değildir. Nitekim AK Parti iktidarı “çözüm sürecini” başlattığında MHP ve CHP sürecin karşısında değil, çözümün yanında yer alsaydı, Türkiye çözüm sürecini neticelendirmiş olurdu.
Nitekim Bahçeli elini en yüksekten açarak Öcalan’a yaptığı çağrı ile Kürt sorunun çözümünü isteyenleri, önemseyenleri...