AK Partili yetkililerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da seçim tarihini “birazcık” öne alacaklarını açıkladı ve zaten uzunca bir süredir de seçim hazırlıklarını yürüttüklerini söyledi. Hafta sonu Antalya’da partisinin düzenlediği bir etkinlikte konuşan Erdoğan’ın sözleri şöyle:
“Belki tarihi birazcık öne alacağımız seçimlerle ilgili hazırlıklarımızı zaten uzun bir süredir yürütüyorduk.” (8 Ocak)
Peki, seçim tarihini “birazcık” nasıl öne alacak Cumhurbaşkanı Erdoğan?
Muhalefet partileri AK Partinin seçim tarihini “birazcık” öne çekmesine yönelik Meclis’e getireceği teklife destek vermeyeceklerini söylüyor.
İktidar kanadı ise seçim tarihinin bir miktar öne çekilmesini istiyor. Hatta istemenin ötesinde kafalarında seçim tarihi 14 Mayıs olarak netleşmiş durumda.
Peki bu durumda ne olacak?
Ne olacağını AK Partili yetkililer günlerdir söylüyorlar; iktidarın dediği olacak, seçimler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirlediği tarihte gerçekleşecek.
AK Partiler dahil Meclis’teki bütün milletvekilleri bir sabah uyandıklarında bir bakacaklar ki görevleri sona ermiş, çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan parlâmentoyu feshetmiş, ülke seçime gidiyor.
Böyle okuyunca ortaya çıkan tablo baya tuhaf duruyor değil mi?
Gerçek tam olarak böyle ama AK Partili yetkililer bunu normal, sıradan bir seçim prosedürüymüş gibi anlatıyorlar.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ “nasıl olacağının prosedürünü” muhalefete rest çekerek şöyle anlatmıştı:
“İki türlü seçime gitme imkanı var. Birisi Meclis’in 360 milletvekiliyle karar almasıyla diğeri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’i feshetmesiyle. 18 Haziran değil de başka bir tarih söz konusu olacak olursa bunlardan birisi uygulanabilir. Muhalefet ‘ben bu işte yokum’ derse kendileri bilir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’i feshetme ihtimalini ve yetkisini gündeme getiren ilk ismin Hamza Dağ olduğunu söyleyelim.
Oysa 16 Nisan referandum sürecinde AK Partili siyasetçiler hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde “Cumhurbaşkanının Meclis’i feshetme yetkisi yok, nereden çıkartıyorsunuz” diyerek yeri göğü inletmişlerdi.