Yani, AK Partili seçmenlerin bir kısmı İstanbul’un ilçelerinde, belediye meclis üyeliklerinde kendi partisini tercih ederken büyükşehir belediye başkanlığı için ister ‘tepki’ ister ‘daha iyi hizmet edeceği’ inancıyla İmamoğlu’na oy vermiş olamaz mı?
Kabul edelim ki, siyasal partiler ile seçmenleri arasında ebedi ve ezeli bir sözleşme yoktur, dahası seçmen için hiçbir siyasi parti vazgeçilmez değildir ve en nihayetinde seçmenler oylarını istedikleri gibi kullanmakta özgürdürler.
Peki böyle ise AK Parti, - Adana’da, Antalya’da, Mersin’de ve Ankara’da yapmadığı itirazı neden İstanbul için yapıyor sorusunu bir kenara koyalım- milli iradenin bu şekilde de tecelli edebileceğini kabullenmek yerine neden ısrarla aynı zarfa giren dört pusuladan sadece birinin çalındığını iddia ediyor?