Görev süresinin bitmesine daha üç yıl bulunan Mehmet Görmez Hoca “emeklilik” gibi bir bahaneyle görevinden alınan ilk Diyanet İşleri Başkanı olmadığı gibi sonuncusu da olmayacak gibi görünüyor. Zira, Cumhuriyet’le yaşıt Diyanet teşkilatının tarihi hiç de hoş olmayan bir şekilde görevden alınan, istifaya zorlanan Başkanların hazin hikayeleriyle dolu. Elbette bunların tamamının hikayesini bilmiyoruz ancak kısmen dönemin basınına yansıyan ya da ‘zaman aşımına uğradıktan’ sonra anlatılan birkaç örnek mevcut. Şunu söylemek pekâlâ mümkün: Kurulduğu tarihten bu yana görevi esnasında vefat eden (1924-1941 Rıfat Börekçi, 1942-1947 Şerafettin Yaltkaya, 1947 -1951 Ahmet Hamdi Akseki) üç isim ve gerçek anlamda kendi isteği ile emekliye ayrılan Tayyar Altıkulaç ve dolaylı olarak görevden alınan M. Sait Yazıcıoğlu hariç tutulursa Diyanet İşlerinin bütün başkanları siyasi otorite tarafından ve pek çoğu da hoş olmayan bir şekilde görevlerinden alınmış veya emekliliğe sevk edilmiştir. Yani 1924-2017 yılları arasında görev yapan ‘17 Başkan’dan 12’si ya görevden alınmış ya zorunlu olarak emekliliğe ayrılmak durumunda kalmıştır! Aslında bu sayıyı 13 olarak vermek daha doğru olacak. Çünkü görev başında gerçekleşen üç ölümden birisi olan Ahmet Hamdi Akseki’nin vefatı sıradan bir vefat olayı değildir. Gelelim hikayelere. Ahmet Hamdi Akseki 1942-1947: Dini hayatın baskı altında olduğu yıllarda görev yapan Akseki, devlet radyosunda Kur’an-ı Kerim okuyan ilk Diyanet Reisi olarak tarihe geçen isimdir. İsmet İnönü tarafından Diyanet İşleri Reisliğine atanan Akseki aslında 1924 tarihinden itibaren Diyanet teşkilatının üst kademelerinde görev yapan, toplum nezdinde alim ve muteber bir insan olarak tanınan ve tek parti yönetiminin dine müdahalelerine en fazla direnç gösteren isimdir.