Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Gezi eylemlerine katılan kadınlar için sarf ettiği “bunlar sürtük” küfrüne sahip çıktı.
Sayın Erdoğan’a göre anormal bir durum yok; hak edenlere hak ettikleri cevabı vermiş, Gezi eylemlerine katılanlar için yakışan teşhisi koymuş.
Böyle konuşmaya da devam edecekmiş, diyor ki:
“Onlara bu söz neye karşılık geliyor bilmiyoruz ama dediğimiz çok açık. Vandala vandal, haine hain, çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan “sürtük” sözünün neye karşılık geldiğini gayet iyi biliyor. Bilmemesi mümkün mü? Dolayısıyla, neyi kastettiği de ne demek istediği de kendisinin ifadesiyle “çok açık” elbette.
O kadar yakışıksız ki, kendisi savunuyor ama aynı kelimeyi tekrarlamaktan çekiyor.
Esef verici.
Bunun savunulacak, izah edilecek, tashih edilecek bir yanı yok.
Dindar bir siyasetçi olarak Sayın Erdoğan’ın geldiği yer burası mı? Ülkemizin kadınlarına velev ki normale uymayan ‘hayat’ tarzında bir kadın olsun “bunlar sürtük”, “bunlar çürük” demek kimin haddine?
Bunun lamı cimi yok bu sözler küfürdür Sayın Cumhurbaşkanı.
Ve bütün samimiyetimle sormak istiyorum:
Hani sizin lügatinizde küfür yoktu.
2009 Kasım- Aralık ayında MHP lideri Devlet Bahçeli ve AK Parti lideri Erdoğan arasında bir polemik yaşandı.
Devlet Bahçeli Erdoğan’a ağza alınmayacak sözler… Erdoğan da Bahçeli’ye ağır sözler sarf ediyordu.
O polemikte haklı noktada olan ahlaki üstünlüğe sahip olan Sayın Erdoğan’dı.
2010 Bütçesi Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap eden dönemin başbakanı Erdoğan, Bahçeli’nin kendisine sataşması üzerine TBMM çatısı altından MHP lideriyle ilgili şöyle bir uyarıda bulunmuştu:
“Televizyonlarda bu konuşmaları duyan, gören, dinleyen çocuklarımızın ruh sağlığı noktasında endişe taşıyorum. Aziz milletimizden, anne ve babalardan çocuklarını Sayın Bahçeli konuşurken televizyondan uzak tutmalarını hassasiyetle rica ediyorum.” (14 Aralık 2009)