Başlıktaki sözlerin devamı şu: “Çok güçlü bir dış politika güdebilmesi mümkün değildir. Bir ülke dış politikasında güçlü olabilmek için, önce kendi ülkesinde evinin içini düzene koyması gerekir. Onun için hep derler ‘Foreign Policy starts at home’, yani dış politika önce evinde başlar. Evin içi dediğim, kuvvetler ayrılığına bağlı demokratik bir sistem, hukukun evrensel şekilde eşit uygulandığı bir hukuk düzeni, güven veren, ayrım yapmadan sadece haklı ve haksız ayrımı yapan temel hak ve özgürlüklerin evrensel anlamda garanti altına alındığı bir ülkeden bahsediyorum. Bir ülkenin mutlu ve güçlü olabilmesi için şüphesiz ki güçlü bir demokrasisinin, güçlü bir ekonomisinin olması ve çok sağlam doğru bir dış politikanın muhakkak ki yürütülmesi gerekir. Eğer bir ülkede bunlar söz konusu değilse o ülkede karışıklıklar olur, bir ileri gidersiniz bir geri gelirsiniz, zaman mücadelelerle geçer ve gider. ” Bu tespitler 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e (3 Kasım 2017) ait. Tam da son dönemlerde peş peşe Avrupa ülkeleri ve ABD ile yaşadığımız sorunlu süreçlere bakıldığında Gül’ün bu sözlerinin daha bir kıymet kazandığını söyleyebilirim. Evet.