Mevzu malumunuz. Milli Takım’ın Hocası Fatih Terim, iki koruması iki damadı ve sanırım bir de yenemediği öfkesini beraberine alarak, Türkiye Futbol Federasyonu’ndan tanışıklıkları da olan Selahattin Aydoğdu’ya ait bir mekanı bastı. Her akşam şöhretli-şöhretsiz onlarca “mekanda” buna benzer tatsız hadiseler yaşandığını kamuoyuna yansıyan haberler sebebiyle biliyoruz. Nitekim Fatih Terim ve adamlarının mekan basması da ‘bütün engellenme çabalarına’ rağmen haber oldu! Kaldı ki Fatih Terim gibi ismin, hele hele ‘yediği yemeğin, giydiği gömleğin, attığı adımın’ dahi haber değeri varsa “mekan basmasının” manşet değeri vardır. Anında bütün yazılı, görsel, sosyal medyada haber de oldu zaten. Ve yine Fatih Terim gibi topluma örnek olması beklenen ve isminin önünde “Milli Takım Hocalığı” unvanı taşıyan bir ismin bu yakışıksız, kaba, vandallık içeren hareketi kamuoyunda tartışılır. Dahası o mekanda karşılıklı olarak şiddet yaşanmışsa savcılıklar şikayet olsun olmasın iki tarafı da dinlemek üzere harekete geçebilirler. *** Ben “Fatih Terim ve adamlarının” mekan basma hadisesini sürmanşetinden “Milli Takım hocası mekan basar mı” başlığıyla veren bizim gazeteden okudum. Haberi yazan arkadaşlarımız Fatih Terim’in mekan basmasının Türk sporuna sürülen bir kara leke olduğunu söylerken, aynı zamanda bu tatsız hadisenin Türk futbolunda “gelinen vahim noktayı” da ortaya koyduğuna dikkat çekmişler. El hak doğru.