16 Ocak 1999 yılında Kosova’nın Racak Köyü’nde yaşanan katliam ‘nihayet’ NATO’nun sabrını taşırdı. Sırp güvenlik güçleri köydeki erkekleri bir dağın tepesine götürerek kurşuna dizdiler. Tam 45 Kosovalı Arnavut bu katliamda can verdi. Racak Köyü’nde yaşanan katliam ne Kosova’da yaşanan ilk vahşetti ne de ilk katliamdı. Arnavutlar, adı ‘Sırp Kasabı’na çıkan Slobodan Miloseviç’in gerçekleştirdiği soykırım, vahşet ve sistematik işkenceler nedeniyle yıllarca gözyaşı döktüler, yıllarca seslerini dünyaya duyurmaya çalıştılar. BM, AGİT, NATO, Batı Temas Grubu gibi örgütler ve ülkeler özellikle son bir yıldır sistematik uygulanan vahşetin sona erdirilmesi için kınamalarda bulunarak ‘taraflara’ aralarında siyasi bir çözüme ulaşmaları konusunda çağrılar yaptılar. Miloseviç, dünya liderlerinin yaptığı kınamalara, BM’den gelen açıklamalara, NATO’nun yaptığı ikazlara zerre kadar aldırış etmeden vahşete devam etti. Vahşet öyle boyutlara ulaştı ki, çocukların gözleri oyulmaya, cesetler yakılarak yok edilmeye başlandı. Binlerce yaşlı, genç ,sivil hayatını kaybetti, kadınlar tecavüze uğradı, bebekler daha kundaklarında yaşamlarını yitirdi. On binlerce insan evlerini geride bırakarak başka ülkelere sığınmak zorunda kaldı.