Merakla bekleniyordu çünkü, YSK’nın 6 Mayıs tarihinde verdiği “aynı zarftaki dört pusuladan sadece biri geçersizdir” kararını hangi hukuki temellere dayandırdığını gerekçeli kararında açıklayacaktı. Nitekim YSK’nın 255 sayfalık gerekçeli kararını 216’ıncı sayfasına kadar “seçim sonucuna müessir olan” hususun hukuki gerekçelerini bulabilmek umuduyla okudum.
Şunu net bir şekilde söylemem gerekir ki, kararın “gerekçeli karar” ile uzaktan yakından alakası yok. Bu karar YSK’nın hukuki bir karar vermediğini, bu coğrafyalarda hukukun gücünün değil güçlünün hukukunun geçerli olduğu acı gerçeğini bir kez daha ortaya koydu.
Önerim üşenmeyip sizlerin de okuması..
YSK’nın hukuk devleti ilkesini nasıl tahrip ettiğini, hukuku nasıl yok saydığını kendiniz görün... Kararın 255 sayfa olması gözünüzü korkutmasın en fazla 5 ya da 6 saatinize mal olacak. Daha da önemlisi anlamak için hukukçu olmanıza gerek yok. Çünkü gerekçeli kararın hukuk diliyle yorumlanabilecek bir yanı da yok.