Sevgili okuyucularım, koskoca bir yıl daha bitti… İyi günleriyle
kötü günleriyle diyemeyeceğim çünkü günlerimiz
çoğunlukla kötü geçti.
İyi günleri özler durumda kalıverdik.
Şimdi burada herkese soruyorum…
Hangi görüşte olursa olsun herkese…
Acaba sabah yatağınızdan mutlu kalktığınız,
iyi haberler duyup akşam yatağınıza mutlu girdiğiniz kaç
gününüz geçti?
Bir yıl boyunca karşımızda hep aynı manzara vardı:
Terör, baskı, diktatörlük özlemleri, dış politikada yaşanan
fiyaskolar, sürtüşme, kavga dövüş…
Toplum yine bölündü, parçalandı, birbirimizi düşman olarak
gördük.
* * *
7 Haziran ve 1
Kasım’da iki seçim yaşadık. İlkinde AKP yenilgiye uğradı,
Meclis çoğunluğunu muhalefete kaptırdı.
Ama gelin görün ki üç muhalefet partisi birbiriyle hiçbir konuda
uzlaşmaya varamayınca, apar topar ikinci seçime gittik ve nasıl
olduysa oldu, iktidar bu kez oylarını artırıp kazanmayı
başardı…
Ve filmin en başına yeniden döndük, aynı süreci bir kez daha
yaşamaya başladık.
Bunlar toplumun sinir sistemini allak bullak etti, gerdi,
düşmanlık tohumları bir kez daha ekilmiş oldu.