Sevgili okurlarım, Turgut Özal yakın geçmişte
Türkiye’nin bir numaralı adamıydı. Onunla taaa
1960 yılında tanışmıştık. ODTÜ’de
matematik hocamdı.
O sırada Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışıyor, aynı zamanda
askerliğini yapıyordu. Bizim ODTÜ o yıllarda
epeyce renkli bir yerdi. Süleyman Demirel, Necmettin
Erbakan, Erdal İnönü gibi henüz siyasete girmemiş isimler
çeşitli fakültelerde ders verirdi.
(Burada bir parantez açıp rahmetli ve sevgili arkadaşım
Kurthan Fişek’in yaşadığı ve hepimizi kahkahalarla
güldüren gerçek bir olayı anlatayım. Kurthan
birinci sınıfta, mühendislikte okuyor. Hocalarından biri de
rahmetli Erdal İnönü.
İnönü
bizim
Kurthan’a
sıfır vermiş. Kurthan
sınıfta kalacak ve okuldan
atılacak. İnönü’nün odasına girip rica ediyor:
“Hocam notumu biraz yükseltin yoksa
kovuluyorum!”
İnönü bizimkinin bütün
sınav kağıtlarını çıkarıyor ve şöyle diyor:
“Oğlum ben bu perişanlığın neresini yükselteyim. Notlarını
toplasak sıfır, çıkarsak sıfır, bölsek sıfır, çarpsak yine
sıfır!”
Parantezi kapıyorum!)
* * *
İdari İlimler Fakültesi’nde bizim kısmetimize de “Küçük
asker” dediğimiz Turgut Özal düşmüştü.
Derse bazen üniformalı gelir, boyu kısa olduğu için asker kaputu
yerlerde sürünürdü.
Matematik, fizik gibi konuları ömrüm boyunca kafam hiç almadı. Bu
yüzden küçük askerin dersinde topluca kopyaya
asılır, aldığımız düşük notlar nedeniyle bazen
pazarlık yapardık. Günün birinde bizi yakaladı ama
kopya çektiğimizi kanıtlaması mümkün olmuyordu.
Çok uzun, ayrıntılı ve renkli hikayedir. Özal’la
yaşadığım inişli çıkışlı serüveni “Önce İnsanım Sonra
Gazeteci” kitabımda anlatmıştım.
Bazen dost olduk, bazen kanlı bıçaklı düşman…
ODTÜ’yü bitirince Devlet Planlama Teşkilatı’na girmiştim. Başımıza
müsteşar olarak Özal geldi ve beni kovmak zorunda
kaldı. Hayatta ilk kovuluşumdu, sonra kanıksadım!
Onu ve ailesini anlatan “Turgut Nereden Koşuyor”
kitabım satış rekorları kırmıştı. Tekin Yayınevi
tam 270 bin kitabın parasını bana ödedi. Bu bir
Türkiye rekoruydu ve günümüzde bile kırıldığını sanmam.