Sevgili okurlarım, onun adını bugün çoğunuz,
özellikle 50 yaşın altında olanlar
bilmeyebilir…
Abdi İpekçi, Milliyet Gazetesi’nin genel yayın
yönetmeni ve geçmiş yılların efsane gazetecisi idi.
Gazetenin birinci sayfasında her gün bir yorum
yazısı çıkar ve o yazılarıyla Türk siyasetine yön verirdi.
Onun yönettiği dönemde Milliyet, sosyal demokrat ve saygın bir
gazete idi. Türkiye’nin çok sayıda önde gelen gazetecisi
Milliyet’te çalışırdı.
Satışı 300 bin dolaylarında idi.
Milliyet’te yalan haber, biz gazetecilerin deyimiyle
“Asparagas” haber çıkması asla mümkün değildi.
Abdi Bey’in bu konuda koymuş olduğu kesin kurallar
vardı:
“Bir haber yazarken karşı tarafın görüşünü de mutlaka alıp
haberin içinde yer vereceksiniz…”
★★★
Abdi Bey beni gazeteciliğe başlatan, bu mesleğe
kabul eden yöneticidir.
Milliyet’in 1970’li yıllarda, kurucusu Ali Naci
Karacan adına düzenlediği bir yarışma vardı:
Karacan Armağanı yazı yarışması.
Konusu bir yıl önceden açıklanırdı. Ciddi bir
jüri kurulur, katılan eserleri didik didik inceler ve kararını
verirdi. Gazetecilerin bu yarışmaya katılması yasaktı.
Biz rahmetli arkadaşım, dostum İcen Börtücene ile
birlikte bu yarışmaya iki kez katıldık ve ikisinde de
birincilik ödülü kazandık.
Ödül almaya İstanbul’a gitmiştik…
Ödülümüzü odasında Abdi Bey verdi… Türk basınının
efsane adamı Abdi Bey’le orada ilk kez
tanıştık.
Yarışmanın konusu: “Türkiye’den bir memleket gerçeği
röportaj yoluyla anlatılacak.”
O günlerde, iktidar
tarafından uygulanmayan Danıştay kararları günceldi. Haklarında
verilen yargı kararları iktidar tarafından uygulanmayan yüksek
bürokratlarla görüştük ve sanırım birinci gelmeyi hak eden iyi bir
eser ortaya koyduk.