Sevgili okurlarım, başımızda bu ülkeyi 17 yıldan bu yana yöneten bir iktidar var.
İktidarın her açıdan her şeyi ise Recep Bey.
Tek adam rejiminin bir numarası…
Hem AKP genel başkanı, hem de “Tarafsız (!)” cumhurbaşkanı.
Türkiye’de sinek uçsa haberi olur. Her konuyu bilir, her şeyden anlar!
İşi gücü her gün bir toplantı düzenleyip nutuk atmak, önündeki ekranda yazılı olan cümleleri okumak.
Yapacağı konuşmaların metni danışmanları tarafından hazırlanıyor, Recep Bey’e de onları okumak düşüyor.
Televizyon ekranları her gün onun sözleriyle dolu. Canlı ve cansız yayınlarda hep o var. Konuşmaya bir başladı mı en az yarım saat sürüyor.
Bütün kanallar yayınlarını anında kesip onu ekrana taşıyor.
Bütün yandaş gazetelerin manşetleri de ertesi gün onun sözleriyle dolu.
Böyle bir olaya sadece az gelişmiş ve diktatörlükle yönetilen ülkelerde tanık olabilirsiniz.
Medyanın yüzde 95’inde onun sözü geçiyor, kendisinin ve danışmanlarının ağzından çıkan her söz “Emir” kabul ediliyor.
★★★
İşte böyle bir ortamda beyefendinin ağzından şimdi her gün adeta bal damlıyor…
Seçim yaklaştı, kaybetme korkuları başladı ya…
Devlet kesesinin ağzını açmak zorunda kaldı.
Her gün vaatler, müjdeler yağdırıyor, hem de bütün kesimlere…
“Şuna şu kadar vereceğiz, buna bu kadar avantaj sağlayacağız, taşeronları kadroya alacağız, fiyatları düşüreceğiz, fiyat artıranlar vatana ihanet etmektedir, hastalara ücretsiz ilaç sağlayacağız vesaire vesaire…”
Kendisiyle tanışıklığım olsaydı sorardım:
“Beyefendi kaç yıldır iktidardasınız. Bu vaatlerinizi niçin önceki yıllarda gerçekleştirmediniz de şimdi konuşuyorsunuz?”