Sevgili okurlarım, iktidar son referandumda
anayasayı sadece yüzde 51'lik bir çoğunlukla değiştirmeyi başardı.
Evet oylarının daha fazla çıkması amacıyla, kampanya boyunca
sonsuz para harcadı.
Devletin ve milletin bütün maddi ve manevi olanaklarını dibine
kadar kullandı.
Toplum üzerinde korkunç baskı mekanizmaları kuruldu.
Bu baskılar özellikle küçük yerleşim birimlerinde, kırsal kesimde
geçerli olur…
“Sizin ilçenin su sorununu çözmesine çözelim de, önce
sandıklarınızdan ‘Evet' çıksın bakalım!..”
“Siz ‘Evet' verin, yolunuzu düzeltelim!..”
Bu baskılar sadece siyasetçiler tarafından değil, valiler ve
kaymakamlar tarafından da yapıldı.
AKP yönetiminden artık bıkan büyük kentler bu numarayı
yemedi ve İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir, Balıkesir
dahil çoğundan ‘Hayır' çıktı.
(Burada YSK (Yandaş Seçim Kurulu) tarafından göz
yumulan sandık hilelerini ve üçkağıtlarını yazmaya gerek yok,
herkes biliyor.)
* * *
Referandum tartışmalarında ana konu şunlar oldu:
“Parlamenter sistemi iptal edip başkanlık seçimine geçip
geçmemek, yasama, yürütme ve yargı yetkisini tümüyle Recep
Tayyip'in emrine verip vermemek!..
Ve bir de partili cumhurbaşkanı…”
İktidar bu amacına kıl payı bir çoğunlukla
ulaştı.
Ama çok önemli bir başka amacı vardı:
Yargıyı derhal ve en kısa zamanda tümüyle ele
geçirmek.
Yargının ellerinde olması ve bunu gelecekteki yolsuzluk
yargılamaları açısından en kısa zamanda başarmaları
gerekiyordu.
*