Sevgili okuyucularım, bir devlet adamının
ağzından çıkan sözlerin çelişkilerle,
tutarsızlıklarla dolu olması acıdır ve üzücüdür.
Bir devletin belli konularda belli politikaları olur.
Bu durum devletin tepesindeki kişiler için de geçerlidir.
Türkiye’de ise tam tersine tanık oluyoruz. Laf ağızdan belli bir
doğrultuda çıkıyor, aradan bir süre geçince 180 derece sapıyor.
Dünya liderimiz, değerli ve muhterem büyüğümüz Recep
Tayyip beyefendi, Paris’teki Charlie Hebdo mizah
dergisi katliamı sonrasında Fransız yetkililere atıp tutuyor, hatta
biraz da dalga geçiyordu:
“Demek ki Fransız istihbarat teşkilatı ülkesindeki
vatandaşlarını koruyamıyor. Siz bu insanları (cinayet işleyenleri)
niye takip etmediniz? Biz siyasetçiler ülkemizde işlenen
cinayetlerden sorumluyuz. Tavrımızı ortaya koymak zorundayız. Çünkü
halk bize oylarını verirken benim can güvenliğimi, mal güvenliğimi
sağlayacaksın diye veriyor…”
Maşallah, Fransa’yı ne de güzel eleştirmiş…
Sonra ise taşı gediğine koyup yine Fransa’ya hitaben en can alıcı
soruyu yöneltiyor: “Sizin istihbarat servisiniz
çalışmıyor mu?”