Sevgili okurlarım, Ankara 1923 yılında başkent ilan edildiğinde, tam bir bozkır kasabası idi. Kamu kurumları için gerekli binaların hiçbiri yoktu.
Ama daha da önemlisi, konut yoktu.
Var olan kerpiç evler ilkeldi. Özellikle devlet memurları ortaklaşa ev kiralayıp birkaç kişi birlikte kalmak zorundaydı.
O zamanki deyimle mebusların, yani milletvekillerinin durumu da farklı değildi. Hatta çoğu, konutsuzluk nedeniyle okul binalarında kurulan yatakhanelerde yatıp kalkardı.
Gerçi sonraki yıllarda yeni evler yapıldı, hatta birkaç katlı binaların inşaatı hız kazandı ama yine yetmiyordu.
* * *
Başbakan Şükrü Saraçoğlu döneminde devlet bu konutsuzluk sorununa el koydu…
Ve Ankara’da Saraçoğlu Mahallesi’nin, memur konutlarının yapımına başlandı.
Projeyi dünyaca ünlü Alman mimar Paul Bonatz hazırladı.
Bugün Ankara’nın tam ortasında, üstelik en değerli yerinde kalan bu mahallenin inşaatı hızla bitirildi. İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü binalarının hemen yanı başında…
İkinci Dünya Savaşı günleriydi. Fakir ve parasız devlet, memurları için evler yaptırıyordu.
Saraçoğlu Mahallesi 600 konuttan ve çeşitli kamu binalarından oluşan bir kompleks.
İki ve üç katlı sağlam ve modern binalar.
Buralara 1943 yılında devlet memurları yerleştirildi.
Türkiye’nin ilk toplu konut projesi idi…
Ve son zamanlara kadar da öyle kaldı.
Zamanla konutların bahçeleri ve sokaklar yeşillendirildi, o bölge adeta bir cennete dönüştü.