Sevgili okuyucularım, ülkemizdeki son
gelişmeler nedeniyle çok sayıda masum ve çaresiz insana haksızlık
yapıldığını düşünüyorum.
Devlet buna en kısa zamanda çare bulmalıdır.
Darbeye, teröre bulaşan kim varsa tepesine atmaca gibi binsinler,
eyvallah. Hukuk çiğnenmediği sürece kimse itiraz edemez.
Ama suçsuz, günahsız, masum insanlara eziyet çektirilmesine razı
olmak mümkün değildir.
Devletin görevi kurunun yanında yaşı da yakmak, at iziyle it izini
karıştırmak değildir.
Bu konuda çok sayıda mektup alıyorum. Bunlardan bazılarını
özellikle insancıl açıdan sizlere
iletmeyi görev biliyorum. İşte birkaç örnek:
* * *
“Merhaba, ev hanımı olan eşim Nurhayat Yıldız 29 Ağustos
Pazartesi günü, 14 haftalık hamile olarak Sinop'tan Samsun'a
muayeneye giderken otobüs kontrolünde gözaltına alındı. Sinop
adliyesine intikalin ardından suç olarak örgüt üyeliği, delil
olarak da daha önce adını bile duymadığımız bir uygulama,
telefonunda ByLock konuldu önümüze. Bir anda örgüt üyesi oldu eşim.
Herhangi bir örgütün üyesi değilim, böyle bir program
kullanmadım, telefonum burada, numaram belli dese de tutuklanarak
Sinop cezaevine götürüldü.
Eşim evliliğimizin 3. yılında ilk defa anne adayı
olmuştu. İkiz bebeğimiz olacaktı. Hassasiyetle kontrollerini
yaptırıyor, sağlıklı bir gebelik geçirmesi için elimizden geleni
yapıyorduk. O zamana kadar da hekim kontrollerinde
herhangi bir sağlık sorunu yoktu. Ancak gebeliğinin 14.
haftasında cezaevi şartlarıyla tanışmak zorunda kaldı.