Bugün 10 Kasım, sevgili Atatürk'ümüzün ölüm yıldönümü.
Bugün herkes ister istemez ondan söz edecek. Bazıları yine ister
istemez demeç verecek, önünde saygı duruşunda bulunurken içinden
sövecek!
Medya onunla dolu olacak, resimleri boy boy yer alacak!.. Ve onun
ardından yılda bir kez yapılan anmalar ekranlarda ve sayfalarda yer
bulacak!
* * *
Mustafa Kemal Atatürk'ü tanımayı çok
isterdim. Eğer öyle bir durum olsaydı herhalde en yakınlarından
biri olmak için çaba harcardım.
Kendimi emrine seve seve verebileceğim
tek kişi olarak onu biliyorum. İlkeleri, devrimleri ve kişiliği
uğruna her şeyi yapardım.
Atatürk'ü
hem insan, hem de devlet
adamı kimliği ile seviyorum. Yanlışlarını arıyorum,
ciddi bir şey bulamıyorum. Bu demek değildir ki hiç yanlış yapmadı.
Elbette yapmıştır. Ama doğrularının yanında onlar solda sıfır
kalır.
Bir düşünün! Sovyetler Birliği'nin
başında Stalin,
Almanya'da Hitler,
İtalya'da Mussolini var. Üç kanlı
diktatör.
Atatürk'ün o konuda en ufak bir hevesi, o taraklarda bir
parça bezi olsaydı, elindeki güçle Avrupa'nın dördüncü diktatörü
olması işten bile değildi. Ama yapmadı. Üçüyle de hem mesafeli, hem
de gerektiğinde tavır koyan, Türkiye Cumhuriyeti'ni bir
kez olsun ezdirmeyen ve küçük düşürmeyen ilişkiler
kurmuştu.