Sevgili okuyucularım, önce bir hususu
belirteyim. Teröre, darbeye vesaireye bulaşmış olmayan
Fethullahçı gazeteci ve yazarların
bu cadı kazanı sürecinde gözaltına
alınıp tutuklanmasına karşıyım.
Buna yıllarca karşısına dikildiğim Nazlı
Ilıcak dahildir. O ekibin en önde gelen akıl
hocalarından biri olduğu için kendisinden biraz söz edeyim.
Yazıları ve televizyon programlarıyla
yıllarca AKP'ye destek verdi.
Ne zaman
ki AKP ile cemaat arasında çıkar
kavgası patladı, işte o zaman yanlış
ata oynadı ve cemaatin yanında yer aldı. Şimdi
gözaltında…
Günümüzde onunla aynı kaderi paylaşmakta olan ötekicemaat
gazetecilerini bir veya ikisi dışında hiç
tanımam.
* * *
Bu Nazlı geçmiş yıllarda
oğlu Mehmet Ali Ilıcak'la
birlikteAkşam Gazetesi'nin sahibi idi. Bunlar
muhteşem bir uyanıklık sergileyip gazetenin tirajını inanılmaz
boyutlarda artırdılar ve sonsuz paralar kazandılar.
Neydi yaptıkları?
Belli bir kupon karşılığında her okuyucuya televizyon
vereceklerdi. İnsanlar sadece Akşam Gazetesi alıp kupon kesecek,
ceplerinden bir kuruş bile ödemeden beleş televizyon sahibi
olacaktı.
Kampanya tuttu, gazetenin tirajı korkunç rakamlara ulaştı.
İyi de, yüz binlerce kişiye televizyon nasıl
verilecekti?..
Zira elde o kadar televizyon yoktu.
* * *
Ana oğul bunun çaresini de hemen buldu!..Okuyucu sayısı azalsın
diye gazetenin fiyatına
sürekli zam yapmaya başladılar.
Kampanyaya katılan zaten dar gelirli orta direk ahalisi idi… Bunlar
tüymeye başladı.
Ancak vurgun süreci devam etti…
O zaman Hürriyet'te idim. Bu ana oğul için çok ağır yazılar yazdım.
Onlar da bana manşetten bindiriyordu.
Ancak biz yapılan sahtekarlığın ve mağdur edilen yüz binlerce
insanın nabzını iyi tutmuştuk.
Televizyon kampanyası fiyaskoyla sonuçlandı ama Ilıcak
Ailesi bu sayede çok büyük paralar kazandı…
Şimdi gözaltına alınmasına mertçe karşı çıktığım Nazlı
Ilıcak işte budur!