Sevgili okurlarım, başlığı görünce belki
“Kardeşim bu ülkede her gün onlarca cinayet işleniyor.
Unuttuğumuz o kadar çok cinayet var ki, sen hangisini
kastediyorsun” diye soracaksınız.
Haklısınız.
İstanbul’da Suudi Arabistan devleti tarafından
işlenen Cemal Kaşıkçı cinayetini kastediyorum.
Bir devlet
cinayetidir.
Üstelik başka bir ülkenin topraklarında ve bu sahtekârların kendi
başkonsolosluk binasında işlenmiştir.
Katiller yurt dışından özel uçaklarla getirilmiş, burada onlara
İstanbul’daki başkonsolos katılmış ve hep birlikte işi
bitirmişlerdi.
Sonra hepsi, bizim yetkililerin gözleri önünde kaçıp
gitmeyi başardılar.
Onlar kaçarken bizimkiler
ayakta uyuyordu.
★★★
Günlerden 2 ekim 2018…
ABD’de yaşayan Suudi
uyruklu 59 yaşındaki gazeteci Cemal
Kaşıkçı, bir Türk kadınıyla nişanlı… Evlenme formaliteleri
için Suudi makamlarından bazı belgeler alması gerekiyor.
Kaşıkçı “Muhalif” bir gazeteci.
Suudi Arabistan’ı yöneten
hırsız kralın
ailesine, onun yine hırsız sülalesine karşı çıkıyor. Aynı zamanda
yurt dışında yaşamak zorunda bırakılan etkili bir gazeteci.
Yazıları ABD ve dünyanın en önemli yayın organlarında yer
alıyor.
Suudi Arabistan’a
girmesi yasak.
Başkonsolosluk evlenme belgeleri için Kaşıkçı’ya
15 gün sonrası için randevu veriyor.
Fırsat bu fırsattır, kuş kafese girmek üzere!
★★★
Örgütlenme hemen başlıyor…
Kaşıkçı o gün ya paketlenip Suudi Arabistan’a
kaçırılacak, ya da başkonsolosluk binasında öldürülecektir.
Ancak öldürme işinin bir de sonrası ve sakıncaları var! 130 kilo
ağırlığında olan bir adamın cesedi ve ceset parçaları nasıl yok
edilecek…
Suudiler bunun çaresini şöyle buluyor:
İstanbul’a hepsi de devlet görevlisi olan özel uzman
ekipler gönderilecek.
İçlerinde ölümü sağlayacak katiller, otopsi uzmanları, beden
kesiciler ve ceset parçalarını yok edecek elemanlar yer alıyor.
Her birinin cebinde diplomatik pasaportlar
var.
★★★