Sevgili okurlarım, şu koskoca Türkiye
Cumhuriyeti iki paralık dolar yüzünden zor durumlara düştü.
Bu dolar denilen herifi atsan atılmaz, satsan satılmaz.
Euro ile birlikte başımızın belası oldular.
Çarşamba günkü yazımın başlığı “Kurtar bizi dolar, kurtar
bizi!” idi… Ve aynı yazının sonunu şöyle bağlamıştım:
“Düş dolar, lütfen düş! Yastık altından çık, yerli ve milli
ol. Çöküşe geçtik, bizi daha fazla zorlama!”
Fakat
gelin görün ki, adına dolar denilen bu nesne iyice şımarmış.
Uyarılarıma kulak asmadığı gibi son birkaç gün içerisinde yine
anormal yükselişe geçti.
Kendi bilir, biz
bunun intikamını
fena alırız!
Biz
karşımızda nice dolarlar gördük de korkmadık, bundan mı
korkacağız!
* * *
İşin şakasını bir yana bırakalım…
Döviz ha bire yükselirken, bizim dünya liderimiz Sayın
Recep Bey’in sesi hiç çıkmıyordu.
Her konuda ahkâm kesmenin, Türkiye’de ve dünyada herkese posta
koymanın, bağırıp çağırmanın ustası olan Recep
Bey, dünya liderine yakışmayan acayip bir sessizliğe
bürünmüştü.
Acaba ne oluyordu, bir şeyden mi ürküyordu?
En sonunda daha fazla direnemedi ve Rize’de konuştu.
Yani doları hedef almıştı:
“Hiç endişe etmeyin. Çeşitli kampanyalar sürdürülüyor.
Bunlara kulak asmayın. Daha iyi olacağız…”
Sonra şöyle
dedi:
“Onların doları varsa bizim de halkımız, Hakk’ımız,
Allah’ımız var.”
Onun bu sözlerini duyan ve okuyan herkes, tahmin ediyorum şok
geçirmiştir.