Sevgili okuyucularım, bugün darbe girişiminin tam da birinci
haftası. Geçtiğimiz cuma gecesi Ankara'da uçmaya başlayan jetlerin
sesini duyunca şaşırmıştık.
Herkes ne olduğunu soruyordu.
Kimsenin bir şey bilmediği o tuhaf ortamda Ankara'nın üzerinde
belki iki saat boyunca uçaklar uçtu…
Şahsen benim aklıma darbe gelmedi.
Sonra bir arkadaşımın uyarısıyla televizyonu açtığımda ilginç
görüntülerle karşılaştım.
Askerler Boğaz Köprüsü'nü tek yönlü olarak trafiğe kapamıştı.
Biraz sonra Binali Yıldırım'ın açıklaması
geldi.
Bir kalkışma olduğunu söylüyordu. Biraz
geç olmuştu ama durumu o zaman net olarak anlamış oldum!
* * *
Tam bir haftadan bu yana darbeyle yatıyor, darbeyle
kalkıyoruz. Bir hafta su gibi aktı geçti.
Şimdi aklıma takılan ve yanıtını bulamadığım sorular var.
Lidersiz darbe olmaz. Darbeyi onun veya onların isimleri
sürükler. 27 Mayıs 1960'ta Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel,
12 Eylül 1980'de tüm komuta kademesi olduğu gibi…
Lidersiz
darbe 1962 ve 1963'te
Albay Talat Aydemir'in darbe girişimlerine
benzer ki, sonu hüsranla bitmeye mahkûmdur.
Peki bu son darbenin askeri lideri kimdi?.. Daha doğrusu
lider var mıydı, yoksa dağınık, örgütsüz, amatörce kalkışılan bir
olay mıydı!
Halen bilinmiyor ama somut bir lider olduğunu sanmıyorum.
Olsa şimdiye kadar açıklık kazanmış olması gerekirdi.
* * *
İlk günlerde bir isim ısrarla suçlandı. Lider Yüksek Askeri Şura
üyesi Havacı Orgeneral, Hava Kuvvetleri eski
Komutanı Akın Öztürk idi.
Herkes onu suçluyordu ama iki gün önceki Genelkurmay bildirisiyle
bence büyük ölçüdeaklanmış oldu. Günümüzün
Hava Kuvvetleri Komutanı o gece kendisini aramış, Ankara'daki
Akıncılar Üssü'nden yapılan uçak kalkışlarını önlemesini
istemiş…
Gerçekler yargılama aşamasında ortaya çıkacak.