Sevgili okuyucularım, 15 Temmuz gecesi gerçekleşen çirkin darbe girişiminin dördüncü ayındayız.
Hep aynı şeyi söylüyorum…
Bu olayı kimler tezgahladı ise iyi ki başarılı olmadılar.
Aksi takdirde Türkiye'de çok büyük, çok kanlı bir iç savaş çıkacaktı.
İktidar kendi yandaşlarına açıktan veya dolaylı çağrıda bulunup sokaklara dökecek, darbeye gerekirse silahla karşı koymalarını isteyecekti.
Darbeciler de -her kimler ise- aynı yolla direnecek ve kan gövdeyi götürecekti.
Türkiye başka ülkelere benzemez!..
Halkın çoğu silahlıdır ve bu silahların ne zaman kime yöneleceği hiç belli olmaz.
* * *
Darbenin dördüncü ayı itibariyle kafalarda pek çok soru var. Bu soruların yanıtı bugün itibariyle bilinmiyor ve tahminime göre hiçbir zaman da bilinmeyecek.
Bir umut duruşmaların başlamasında…
Belki bazı gerçekler o zaman ortaya çıkarılır.
* * *
Bir gazeteci olarak her gün sizlerden çok sayıda mektup, faks, e-posta alırım.
Bunlardan çıkan ilginç hususlar var…
Çok sayıda, sayılarını hiç kimse bilmiyor ama on binlerce kişi haksızlığa uğramış durumda.
Açığa alı nan, görevine son verilen, evleri basılan, gözaltına alınan, maaşları kesilen, beş kuruşsuz sokağa bırakılan ve tutuklanan on binlerce kişi.