Sevgili okurlarım, Bay Binali
Yıldırım Meclis Başkanlığı görevinden en sonunda istifa
edip resmen partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı
oldu.
Bunu yaparken, iki gün öncesine kadar anayasa ve
yasaları paspas gibi çiğnemeyi içine sindirdi.
Haklıydı zira bu konuda kendisinden hesap soracak hiçbir makam,
hiçbir merci yoktu!
Günümüzün iktidarında hesapları hep “Ötekiler”
veriyor…
Yani kendilerinden olmayanlar…
★★★
Şimdi seçime arkasına aldığı devlet gücüyle
girecek.
Devletin uçakları, helikopterleri, plakası değiştirilmiş makam
araçları ve koruma ordusu her zaman emrinde ve hizmetinde
olacak.
Belki seçim bürolarının, kalacağı köşklerin, villa ve sarayların
harcamaları bile devlet bütçesinden karşılanacak.
Artık elinde hem sonsuz bir para gücü, hem de devlet
desteği var.
Daha önce
de yazmıştım, öyle bir hikaye ki bu!..
100 metre
yarışına 90 metre önden başlıyor.
Rakipleri, özellikle de Ekrem
İmamoğlu istediği kadar
hızlı olsun.
Ama yine de Bay Binali’nin
İstanbul’u kazanacağı garanti değil. Partisi bile çok korkuyor.
Eğer İstanbul ellerinden kayıp giderse vay Recep
Bey’in haline!..
★★★
Bay Binali Ankara’dan İstanbul’a transfer
olurken ailesiyle birlikte hızlı trene bindi…
O ne inanılmaz görüntü idi, bizim yalaka televizyon kanalları bu
tren sefasını bile canlı yayınlamayı
başardılar!
Beyefendi demeçler verdi, yapacaklarını anlattı…
Tren gidiyordu, o konuşup duruyordu.
★★★