Sevgili okurlarım, memleketi 20 yıldan bu yana tek parti iktidarı yönetiyor…
Vazgeçilmez ortak, kraldan fazla kralcı MHP'yi de eklediğimizde Meclis çoğunluğu ellerinde.
Tek yetkili merci olan Saray da onlarda.
Bazıları eleştiriyor ama muhalefet partileri ve muhalefetten yana tavır koyan kamuoyu ne yaparsa yapsın, hiç kimsenin elinden bir şey gelmiyor.
İstediğiniz kadar eleştirin, istediğinizi yapın, belgeleyin, duvardan ses geliyor ama iktidardan gelmiyor.
Kanun teklifleri, araştırma önergeleri Meclis'te sadece âdet yerini bulsun diye görüşülüyor, sonra yine âdet yerini bulsun diye oylanıyor…
Ama değişen bir şey yok.
Sonuç her seferinde ret.
Muhalefet partileri Meclis'e çok yararlı, aklı başında öneriler getirse bile sonuç hep aynı.
Birine bile geçiş verilmiyor…
“Reddedilmiştir!”
Evet, 20 yıldan bu yana başımızdalar…
Memleket soyuluyor, yolsuzluk ve israf tavan yapmış ama iktidardan tık yok.
Her konuda olduğu gibi dış politikada da acayip olaylar yaşıyoruz.
Örneğin adına Mevlüt Çavuşoğlu denilen, diplomasiyi bile parti siyasetine alet eden bir Dışişleri Bakanı var.
Recep Tayyip'in dış politikadaki parti komiseri.
Ancak onun pek çok görevini Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın üstleniyor!
Görevi olmadığı halde son olarak Ukrayna gezisi yaptı, Zelenski ile kendisi masaya oturdu.
Yeni atanan büyükelçilerin çoğu eski ve yeni AKP'lilerden oluşuyor.
Bildiğimiz kadarıyla, şu anda 20 büyükelçi onların eski milletvekili, kayıtlı üyesi.