Sevgili okuyucularım, bu yazı bir anlamda dünkü
yazımın devamı olacak… Demiştim ya, insan bazen geçmişi hem
kendisi, hem ülkesi, hem de gazeteciliğin günümüzde düşürüldüğü
pespaye durum açısından özlüyor.
Geçmişte Türkiye olarak nice olaylar yaşadık ama böylesine duyarsız
bir diktatörlük
ortamına asla tanık olmadık.
Bir yolsuzluk mu ortaya çıktı, hesabı şu veya bu biçimde mutlaka
sorulurdu.
Ülkeyi yönetenlerden biri rüşvet mi aldı, hemen üzerine gidilir,
hesabı yine sorulur, iyi veya kötü bir sonuç alınırdı.