Sevgili okurlarım, lafı hiç uzatmadan konuya giriyorum. Bugünkü
yazım benim değil, tümüyle Bay Devlet Bahçeli’nin
sözlerinden oluşuyor. Üzerinde herhangi bir yorum yapmıyorum.
Recep Bey için yakın geçmişte mitinglerde ve
partisinin grup toplantılarında aşağıdaki sözleri söyleyen bu
şahıs, şimdi onun stepnesi, kurtarıcı meleği
oldu.
İşte ağzından çıkan o sözler! Lütfen dikkatle okuyunuz, Türkiye’de
kimlerin nasıl siyaset yaptığını, kimlerin nasıl hiç sıkılmadan,
büyük bir pişkinlikle nasıl 180 derece çark
ettiğini bir kez daha görünüz!
Aşağıdaki her paragraf ayrıdır ve onun farklı konuşmalarından
alınmıştır.
Sözü Bay Bahçeli’ye bırakıyorum:
* * *
“İki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz,
bardağa tuz konulmaz, suda ateş yanmaz. Recep Tayyip Erdoğan’dan da
cumhurbaşkanı olmaz…”
“Başbakan Erdoğan
olmayan kalitesinin gereğini yapmış Barzani’yi Diyarbakır’a davet
etmiş, muhatabını bağrına basmıştır. Evet Başbakan, siyasi menfaat
uğruna, Barzani’nin desteğini almak amacıyla Kürdistan’a onay
vermiştir…”
“Erdoğan’a oy verirken başkan
olsun dediniz mi? Erdoğan siyasetin dibindedir. Peki kimdir bu
gafil? Kendisine cumhurbaşkanı diyen 17-25 Erdoğan! Be hey densiz,
be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez… Sen cumhurbaşkanısın sen
devletin başısın. Ne geziyorsun meydan meydan, bizimle ne
uğraşıyorsun.”
“Hedeflenen başkanlık sistemi
değil bsistemidir. Erdoğan ve Öcalan başkanlık sisteminde söz
kesmiş, bölücü çevrelerden gelen mesajlar da bunu
doğrulamıştır.”
“Milli Görüş gömleğini giyen
Erdoğan, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) gömleğini
giyerek milletimizi yıllarca kandırmış, zamanımızı çalmıştır. Ancak
milletimiz gömlek değiştirmez. Değiştireceği gömleği de asla
giymez. Şerefini gömlek gibi giyip çıkaran, tarafsızlık yeminini
ampul gibi yakıp söndüren bir şahsiyet Türkiye’ye istikamet
çizemez, milletimizin aklını artık çelemez. Erdoğan baştan aşağı
yalan olup çıkmıştır.”
“Beştepe
(Saray) hanedanı ve AKP yönetimi aile boyu rüşvet ve
yolsuzluk çamuruna batmıştır. 17/25 Aralık yolsuzluk dosyalarının
bir daha açılmamak üzere kapatılması ve bu rüşvet, hırsızlık ve
yolsuzluk çarkının döndürülebilmesi, Tayyip Erdoğan’ın bütün
yetkileri elinde toplayarak diktatörlüğünü ilan etmesine
bağlıdır.”
“Sayın Erdoğan, mahalli idareler
seçimlerinde kendi nefsini tatmin için milleti istismar etmekten,
siyasi kurumları karalamaktan vazgeç de şu okyanus ötesinden,
Amerika’dan baş gösteren ekonomik krizin, Avrupa kıtasını sararak
Türkiye’yi tesiri altına aldığı dönemi iyi anla, iyi
değerlendir.”
“İlkelerimizin esasında, gelenek
ve siyasi duruşumuzun temelinde, devletin başıyla kamplaşmak ve
kavga etmek yoktur. Fakat ilk önce Erdoğan cumhurbaşkanı olmayı
öğrenecek, cumhurbaşkanı gibi davranacaktır. Muhaliflere gelince
hukuk diyen, kendisine gelince guguk anlayan Erdoğan ya
cumhurbaşkanı ya da cumhur çıbanı olacaktır.”
“Erdoğan’ın Bozkurt simgemize düşmanlığını biliyoruz. MHP
nefretine de uzun zamandır şahidiz. Milliyetçiliği ayaklar altına
alacak kadar kimliksiz olduğu da malûmunuzdur. Madem Bozkurt
işaretine Erdoğan tahammülsüzdür, o halde hodri
meydan.”
“7 Haziran geldiğinde 1 milyar 370
milyon liralık kaçak saraya peşkeş çekilen millet hazinesinin
hesabını soracak mısınız? Nasılsa devletin malı denizdi. Nasılsa
Kısıklı’daki villasında farklı banka hesaplarında milyar dolarları
vardı. Erdoğan’ın milletin sırtından uçak alacağım,
havuzculara (Devletin parasıyla satın alınan yandaş medya
kuruluşlarına) para vereceğim demesine itiraz edilmeyecek
midir? Erdoğan alkışlandıkça götürüyor, destek gördükçe küpünü
dolduruyor.”
“Sayın cumhurbaşkanı kendisine
bir çeki düzen vermeli, sözlerinin nereye gittiğini iyi düşünmeli.
Her gün analar ağlıyor. Geceleri nasıl uyuyor, hiç mi vicdanı
sızlamıyor. Sonu felakettir cumhurbaşkanının.”
“Erdoğan’ın sürekli polemik üretmesi,
bulduğu her fırsatta ucube değerlendirmeler yapıp ülkemizi anlam
kargaşasına mahkûm etmesi kabul edilecek bir hal değildir. Açıktır
ki Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan kaynaklı bir bunalım çemberine,
üslûp kirliliğine, hakaret çıkmazına mahkûm edilmiştir. Erdoğan
konuştukça Türkiye’nin tansiyonu yükselmekte, görüş ayrılıkları
keskinleşmektedir.”
“Üç çocuk dayatması,
ABD’nin keşfi meselesi (Recep Bey ABD’yi Müslümanların
keşfettiğini iddia etmişti), doğum kontrolü konusu,
Türkçe’nin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapılmayacağına dair
köhnemiş bakışı, Erdoğan’ın son marifetlerinden bazıları olarak
dikkat çekmektedir. Erdoğan’ın gündem saptırmak için tedavüle
soktuğu sapık ve sağlıksız düşünceleri artık katlanılmayacak
boyutlardadır.”
“Cenab-ı Allah nasip ettiği
gün Recep Tayyip Erdoğan’ın önündeki bir yere, ‘Ne Mutlu
Türk’üm’ diye yazmazsam namerdim. Ziraat Bankası’nın başındaki
T.C.’yi kim silmiş ise onu oraya tekrar yazdırmazsam
namussuzum.”
“Erdoğan’a sesleniyorum, sen
millilikten ne anlarsın? Senin sözde milliliğin sandık görülünce
meydana çıkar. Aday Erdoğan bil ki, sen milli olamazsın, sen milli
kalamazsın. Bir insanın milli olması için vatana, bayrağa ve
millete şaşı bakmaması lazımdır. Bir insanın milli olması için
gayri milli unsurlara eğilip diz çökmemesi şarttır.”
“Türk Milletinin 36 etnik gruptan ibaret olduğunu söylüyor.
Sana diyorum ki bu 36 etnik grubu biliyor da açıklamıyorsan namert
kere namertsin. Kimlerden ibarettir bu 36 etnik grup? Sen kendini
bu 36’nın içinde mi görüyorsun? Sana bu 36 etnik kimliği kim
öğretti? Bu kapsamda tek millet olmaktan nasıl ve hangi zeka
seviyesiyle bahsediyorsun?”
“Erdoğan layık
olmadığı makamın ağırlığı altında ezilmiş, siyasi tarafgirlikle,
açılış kılıfı altında düzenlediği mitinglerle cumhurbaşkanlığını
mahvetmiştir. Bu şahıs her gün fitne saçmaktadır. Erdoğan israf,
itham, inkâr ve iftiradır. Sen nasıl bir Müslümansın? Sende hiç mi
Allah korkusu yok? Sende şeref ve mertlik işportaya düşmüş, hurdaya
çıkmış. Erdoğan’ın çok yakında maskesi düşecek, eski günlerini
mumla arayacaktır. Ve günü geldiğinde ya kaçacak, ya da adalete
hesap verecektir.”