Sevgili okuyucularım, Türkiye Türkiye olalı böyle zulüm
görmedi.
İç karartıcı felaketler zinciri birbirini izliyor.
Güneydoğu’da iller ve ilçeler harabeye döndü, yüz binlerce kişi
perişan.
İkinci Dünya Savaşı’nda ABD, Japonya’yı teslim olmaya zorlamak için
son kozunu oynamış ve iki kente atom bombası atmıştı.
Hiroşima ve Nagazaki’nin bombadan sonraki görüntülerini mutlaka
anımsayacaksınız.
Bombalar öylesine güçlüydü ki bütün binalar yıkılmış, kentler
harabeye dönmüştü.
Şimdi aradan geçmiş 70 yıl…
Ve Güneydoğu’daki görüntülere bakıldığında atom bombasının küçük
modelini görmekteyiz.
İller ve ilçeler yakılıp yıkılmış, caddeler köstebek yuvasına
dönmüş, binalar delik deşik, tüneller kazılmış, devlet güçleriyle
terör örgütü arasında sokak çatışmaları yaşanıyor.
* * *
Sokak çatışması, savaşın en zor ve tehlikeli olduğu alandır.
Düşmanı göremezsiniz. Açık araziye benzemez.
Hangi bombanın nerede patlayacağı, hangi kalleş merminin nereden
sıkılacağı bilinmez.
Türkiye 7 Haziran 2015 seçimine sıfır terörle girmişti…
Zira o sırada Tayyipgiller iktidarının açılım saçılım süreci
geçerliydi! Terör örgütüne inanılmaz ödünler verilmiş, askere ve
polise “Siz karışmayın, olanları görmezden gelin” denilmiş, örgüt
bu sayede yığınak yapmaya, cadde ve sokakları kazıp siper haline
getirmeye, silah ve cephane yığınağı yapmaya başlamıştı.
Her şey devletin ve iktidarın gözleri önünde oluyor, ülkeyi
yönetenler ise gaflet uykusunun en derin yerinde horultularla,
mışıl mışıl uyuyordu.
Ne de olsa çözüm süreci (!) geçerliydi.
* * *
Şimdi Güneydoğu’dan her gün şehit cenazeleri geliyor.
Askerimiz, polisimiz, ülkemizin göz bebeği insanlarımız her gün
öldürülüyor.
Şehit sayısı bugün itibarıyla 300’e çok yaklaşmış durumda.
Bu maddi ve manevi yükü hiçbir ülke uzun süre kaldıramaz ama biz
kaldırıyoruz! Törenler düzenleniyor, sloganlar atılıyor, tekbirler
getiriliyor ve cenazeler toprağa verildikten sonra her şey unutulup
gidiyor.
Bu ortamı yaratanlardan hesap sormak kimsenin aklına gelmiyor.
Böylesine duyarsız bir toplum dünyanın hiçbir ülkesinde herhalde
yoktur.