Sevgili okuyucularım, Türkiye’de devlet yönetimi iyice karıştı. Şimdi bir yanda İsrail’e gülücükler yağdırıp dostluk mesajları gönderiyorlar, öbür yanda ise İsrail’in can düşmanı olan terörist Hamas örgütünün başı Halid Meşal’i Ankara’da krallar gibi ağırlıyorlar.
Halid, dün ve önceki gün Tayyip-Ahmet ikilisi tarafından ayrı ayrı kabul edildi.
Olacak şey değildir.
Bu nasıl bir dış politikadır, biz kimden yanayız, hiçbir şey belli değil.
Söz Halid Meşal’den açılmışken size somut bir örnek vereyim. Bunlar geçmişte Halid’den köşe bucak kaçmışlardı.
Bundan sonra okuyacağınız bölüm, burada çıkan 17 Mart 2012 tarihli yazımdır.
* * *
Türkiye AKP döneminde tam bir komedi ülkesine dönüştü. Filistin ve İsrail’deki terör olaylarıyla ünlü Hamas örgütünün başı olan kod adı Halid Meşal isimli şahıs dün Ankara’ya geldi ve Tayyip’le görüştü. Bu adam 2006 yılının şubat ayında bir kez daha gelmişti. Ancak o tarihte Tayyip kendisinden kaçmış, görüşmeyi reddetmişti. O ziyaret tam bir komediye, skandala, rezalete dönüşmüştü. Şimdi köprülerin altından başka sular aktı, bu kez Halid Meşal, bizimki tarafından kabul edildi.
Şimdi size o olayı bir kez daha aktarayım da, ülkemizin nasıl yönetildiğini görün!
Adamın geleceğini biliyorlardı ama kamuoyundan ısrarla sakladılar. Dışişleri Bakanlığı terörist Hamas heyetinin geleceğini ısrarla yalanlıyordu. Sonunda geldiler! Bu kez yapılan resmi açıklamada “Heyet hükümetin değil, AKP’nin davetlisi olarak gelmiştir” demek zorunda kaldılar.
Teröristler AKP genel merkezine gidip orada Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından kabul edildi. Genel merkezde düzenlenen göstermelik basın toplantısında gazetecilerin soru sormasına izin verilmedi. Kürsünün arkasındaki AKP yazısı ve ampul işareti de yok edilmişti.
Aslında o görüşmede (dönemin başbakanı) Tayyip de olacaktı.
Ancak ABD, AB ve İsrail’den gelen baskı nedeniyle korktu ve görüşemedi.
Herifin Türkiye ziyareti tam bir komediye, skandala dönüşmüştü.
* * *
Ama iş bununla da kalmadı. Kod adı Halid Meşal olan adam, Esenboğa’dan uçağa binip Tahran’a gidecekti. Fakat rastlantıya bakın ki, tam o sırada Tayyip de aynı yerden uçağa binip İstanbul’a gitmek üzere araç kafilesiyle birlikte yola çıkmış durumda! Ama Halid’i havaalanında bile olsa görmemesi gerekiyor. Niçin?..
Çünkü özellikle ABD ve İsrail posta koymuş, ‘Ey Tayyip, bu teröristle görüşürsen seni pişman ederiz’ demiş durumda.
Tayyip orada Hamas lideriyle karşılaşsa, sadece el bile sıkışsa olmaz. Aksi takdirde ister istemez bazı konuları konuşacaklar, ABD ve İsrail bozuk çalacak.
Herif uçağa binene kadar Tayyip’in zaman kazanması gerekiyordu!
Bu durumda Esenboğa yolunda rastgele bir işyerine daldı. İşyeri sahipleri şaşırmıştı çünkü durup dururken karşılarında Tayyip ve ekibi belirmişti. “Nasılsınız, işler nasıl gidiyor bakalım” falan diye soruyorlardı!
Bir süre sonra Esenboğa’daki koruma ordusundan haber geldi:
“Paket gönderilmiştir Sayın Başbakanım. Arz ederiz!”
(Halid’i gelirken VIP salonunda karşılamışlardı. Dönüşünde ise ABD ve İsrail kızmasın diye Esenboğa’nın kargo kapısından gönderdiler.
Sonra açıklama yaptılar:
“Biz ona nasihat verdik, terörü ve silahları bırakıp İsrail’i tanıyın dedik. Çok da iyi oldu, bizden çok şey öğrendiler.”
Fakat Ankara’dan Tahran’a uçan Halid demeç verdi:
“Direnişimiz aynen devam edecektir!”
Demek ki bizimkilerin verdiği nasihatler boşa gitmişti!)
Ben bunları yazınca Dışişleri Bakanı Abdullah Gül demeç verdi:
“Bunları yazan gazeteciler yabancı servislerin (istihbarat örgütlerinin) dolduruşuna gelmiştir!”