Sevgili okurlarım, insanlarımız hayat
pahalılığı altında inim inim inliyor. Bazıları “Tasarruflu
yaşayın” diye onlara baba nasihatı (!) vermeye kalkışıyor
da, neyin tasarrufunu yapacaklar!
Mutfakta doğru dürüst yemek pişmiyor. Hele et fiyatları derseniz
almış başını gidiyor.
Her çeşit alımında ve her faturada vatandaş feleğini şaşırıyor…
Çünkü iktidarımızı terörle yıkmayı beceremeyen dış güçler
devrede!
Baktılar ki Recep Bey sağlam
duruyor…
Yeni bir yöntem denemeye karar verdiler:
Hayatı daha da pahalı yapmak, AKP iktidarını ve beyefendiyi
bu yolla devirmek!
★★★
Çarşıda pazarda her ay harcadığınız paraların hesabını tutuyor
musunuz bilemem…
Tutmayanlar için bizim gazetenin Ankara bürosundan
bir örnek vereyim.
Bizim şirin ve hepimizin sevgilisi olan bir
Durmuş’umuz (Akdoğan) vardır.
Sabahtan akşama kadar sağda solda koşturur, hem de
Döne ile birlikte çayımızı kahvemizi hazırlar.
Beceriklidir, elinden gelmeyen iş yoktur. Tamirat, tadilat,
elektrik, su…
★★★
Büromuz için her ay yapılan alışverişi de
Durmuş yapar. Bize çok uzak olmasına karşın
gereksinmelerimizi belli bir büyük marketten karşılar… Zira en ucuz
mallar gerçekten de oradadır.
Ortalama ayda bir alışverişe çıkar.
Büronun gereksinmeleri bellidir.
O kalemleri
belli bir miktarda alır, fişleriyle birlikte
getirir.
Malzeme şunlardan oluşur:
Türk kahvesi, neskafe, çay, şeker, bitki çayı, çamaşır
suyu, yer temizleyici, havlu kağıt, tuvalet kağıdı, kağıt peçete,
el sabunu, çöp torbası, temizlik bezi ve bulaşık makinesi
deterjanı.
Bunların
arasında herhangi bir yiyecek yoktur. Bizim büroya yiyecek
alınmaz.
★★★