Sevgili okurlarım, Birleşik Arap
Emirlikleri Dışişleri Bakanı olan hırsız,
Peygamberimizin mezarındaki hazineyi İstanbul’a
gönderen Medine kahramanı Fahrettin Paşa’yı
“Hırsızlıkla (!)” suçladı. Suudi
Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri vesaire,
bunlar dinimizi
kendi çıkarları
için kullanan gerçek
hırsızlardır. Bunlar ahlaksızdır, edepsizdir, sahtekârdır, işleri
güçleri Müslümanları sömürmektir. Bunlar 21. yüzyılın en namussuz
şahsiyetleridir.
Fahrettin Paşa
olayını, onun kahramanlığını ve
vatana yaptığı hizmetleri burada defalarca yazdım, bizim hükümet
umursamadı. Dün ise başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tam kadro
konuştular, Fahrettin Paşa’ya laf eden gerçek
hırsızları kınadılar. Çok
da iyi ettiler. İşbirliği yaptıkları Arap ülkelerini bu vesile ile
belki biraz daha iyi tanımış oldular!
* * *
Fahrettin Paşa olayını bugün sizlere bir kez
daha anlatmak istiyorum. Bunların herkes tarafından bilinmesi ve
asla unutulmaması gerekir.
Yıl 1918. Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmek üzereyiz.
Suriye, Irak, Filistin ve Arabistan cephelerindeki ordularımız,
İngilizler karşısında çökmek üzere. İngilizler, Arapları çil çil
altınlarla satın almış.
Araplar Türk ordusunu,
Mehmetçiği, dindaşlarını arkadan ve kalleşçe vuruyor.
30 Ekim 1918. Bu cephelerde on binlerce şehit
veren Osmanlı yenildi, Mondros teslim antlaşması
imzalandı. Antlaşma uyarınca silah bırakıyoruz, ordularımız teslim
oluyor.